TÜRKİYE'yi Avrupa Birliği'ne almak istemeyen Avrupalılar Yunanistan maçını izledikten sonra acaba vicdanlarında bir rahatsızlık duydu mu?
O gece "Aramızda kültür farkı var... Siz Avrupalı değilsiniz" diye kapılarını kapattıkları Türkiye ile Yunanistan arasındaki uygarlık farkını sanırım utanarak izlemişlerdir.
Şimdi oturup düşünsünler: "Türkler mi Avrupalı, yoksa Yunanlılar mı?"
Kazandığımız başarı ve oynadığımız şahane futbol hepimiz gibi beni de çok mutlu etti kuşkusuz.
Ama ondan daha çok futbolcularımızın, teknik adamlarımızın Avrupalılara ders verecek kadar uygar hareket etmeleriydi.
Türkiye'nin kazandığı gerçek zafer de buydu o gece.
Saldırgan Yunanlılara karşı sahada bu kadar efendi kalabilmek...
Hiçbir futbolcumuz ne seyircinin terbiyesizliğine yanıt verdi.
Ne Yunanlı futbolcuların kendilerini kırıp dökmesine aldırdı.
(İki futbolcumuzu sakatladılar.)
Ne de hakeme en ufak bir itirazda bulundu.
Bu maç bizim futbolcularımıza çok büyük bir ders olmalı.
Demek ki seyirciyle, hakemle oynamadıkları zaman gerçek yeteneklerini ve güçlerini ortaya koyabiliyorlar.
Avrupa Şampiyonu takımı eksik olmalarına rağmen perişan edebiliyorlar.
Bunlar benim açımdan alınan sonuçtan çok daha önemli.
***
Avrupa'nın şımarık çocuklarının neydi o hali, o ilkelliği...
Önce milli marşımızı yuhaladılar.
Sonra maç boyu ellerine ne geçtiyse attılar sahaya.
Futbolcularımıza küfürler ettiler...
Ama bizim çocuklar hiç oralı olmadı, futbollarına baktılar.
Kendilerine ölümüne giren Yunan futbolcularıyla hiç itişmediler, onlara karşılık vermediler.
Hatta yaptıkları faullerde rakiplerinden özür dileyerek büyüklüklerini gösterdiler.
Bunların hiçbirine aldırmayıp tıkır tıkır oynadılar ve gollerini sıraladılar.
İkincisi, her zaman yaptıklarını yapmadılar.
Hakeme hiç itiraz etmediler.
Örneğin durum 1-0'ken Tuncay'ın girdiği yüzde yüz gollük pozisyon ofsayt değildi.
Ona bile ses çıkarmadılar.
İşlerine baktılar. Bu akıllıca tutum onları hakları olan zafere taşıdı.
Hepsi efendice, uygarca ve yürekleriyle mücadele ettiler.
***
Bence bu gecenin yaratıcısı Fatih Terim'di.
Biraz da onun hakkındaki düşüncelerimi yazmak istiyorum.
Hep söylerim, o bir başka adam.
Çok iyi bir futbol adamı bu bir...
Yürekli, hırslı, kendine güvenen bir insan.
Ama ondan da önemlisi müthiş bir psikolog.
Futbolcularını bu kadar kısa zamanda bu zor maça her yönden eksiksiz hazırlamış.
Onun ve yardımcılarının hazırladığı takımımız bütün şanssızlıklara karşın Avrupa Şampiyonu Yunan takımını darmadağın ettiler.