Paylaş
Ancak Ömer Muhtar İtalyanlar tarafından yakalanıp asıldı. Onun ölümü direnişin başarısızlıkla sona ermesine neden oldu.
Aslında Libya 1511’den 1912 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetiminde sorunsuz bir yaşam sürdü.
Osmanlı gücünü yitirince Libya (Trablusgarp) emperyalistlerin pençesine düştü.
Trablusgarp 1912’de uzun savaşlardan sonra Osmanlı’nın elinden koparıldı.
Ömer Muhtar’ın öncülüğünde başlayan direniş hareketi 1931’de “Çöl Aslanı”nın idam edilmesiyle yok oldu.
Direnişe katılan Libya’nın asıl sahipleri olan Berberi kabileleri çölde yaşadıkları yerlere çekildiler.
1942’de El Kaddafi kabilesinden 60 yaşındaki Abdüsselam’ın bir erkek çocuğu dünyaya geldi.
Adını Muammer koydular.
Muammer çöl gecelerinde kıl çadırların önünde yakılan ateşin başında babasından dinlediği kahramanlık hikâyeleriyle büyüdü.
Önce ilkokulu, sonra ortaokul ve liseyi bitirdi. Okuldayken işbirlikçi hükümeti protesto hareketlerine katıldı. Gösterilerde Mısır’ın ihtilalci lideri Abdülnasır’ın posterlerini dağıttı. Bu yüzden başı sık sık belaya girdi.
* * *
Yüreğine ihtilal ateşi düşen Kaddafi 1963 yılında Bingazi’deki harbiye okuluna girdi.
İtalyanlarla çarpışırken şehit düşen dedesinin, İngilizlerle çarpışırken omzundan vurulan babasının kahramanlık öyküleri genç Kaddafi’nin yüreğindeki ihtilal ateşini körüklüyordu.
Okuldan teğmen olarak mezun olan Kaddafi, arkadaşlarıyla birlikte “Hür Subaylar Grubu”nu kurdu.
1969’un 1 Eylül günü Libya için yeni bir dönem başladı.
Hür Subaylar Grubu kansız bir darbe ile Kral İdris’i devirip yönetimi ele geçirdi. Yüzbaşı Muammer Kaddafi İhtilal Komite Konseyi’nin başına getirildi.
1970 yılında ise 28 yaşında yeni kurulan hükümetin başbakanı oldu.
Genç Kaddafi Libya’nın yeni lideriydi artık.
Derhal yabancıları sırır dışı edip petrolleri, bankaları devletleştirdi.
Kral’ın İngiltere ve Amerika ile yaptığı askeri anlaşmaları lağvetti.
Monarşiye son verip “Libya Arap Cemahiriyesi”ni kurdu ve bazı reformlar yaptı. Sosyalizm ve İslam karışımı bir rejim getirdi.
Halk bütün bu yaptıklarından sonra ona adeta tapıyordu.
* * *
Bundan sonra Kaddafi akıl almaz hatalara imza atmaya ve ülkesini keyfi yönetmeye başladı.
Kendisine karşı olan muhalifleri anında yok ediyordu.
Libya kısa zamanda bir korku toplumuna dönüştü. O artık acımasız bir diktatördü.
Batı’yla ilişkilerini bozuldu. Bu yüzden ülkesi yıllarca ambargo altında kaldı.
2003’ten sonra hatalarını anlayarak düzeltmeye çalıştı ve kısmen de Batı’yla ilişkilerini yumuşattı.
Ancak diktatörlüğünü sürdürmek uğruna ülkesinde uyguladığı baskıyı kaldırmadı.
39 yıl ülkesini ve halkını demir yumrukla yönetti. Astığı astık, kestiği kestikti. Sonunda Tunus’ta parlayan alev onun ülkesini de sardı.
Halk ayaklanmasını bastırabilmek için şimdi halkını kurşunlatıyor, uçaklarla bombalatıyor.
Ama bütün bunlar, bir zamanlar kendi yüreğine düştüğü gibi, halkın yüreğine düşen özgürlük ateşini bir türlü söndüremiyor.
Bugün hiç kimse, hatta “İnsan Hakları ödülü verdiği” dünya liderleri bile onun arkasında duramıyor.
O artık bir diktatör değil, günleri sayılı kâğıttan bir kaplan.
Diktatörlerin değişmeyen sonu onu da bekliyor.
Paylaş