Leyla Zana’yı tedirgin eden de o slogan...

HRANT Dink’in kilisedeki cenaze töreninde Marmara Vakfı Başkanı Akkan Suver kendisine ayrılan yere oturdu.

Biraz sonra yanındaki sandalyelere Leyla Zana ile Orhan Doğan geldi.

Akkan Suver ile Leyla Zana ve Orhan Doğan tanışmadıkları için sadece selamlaştılar.

Biraz sonra Leyla Zana "Siz Akkan Suver’siniz değil mi?" diye lafa girince aralarında ilginç bir konuşma geçti.

Her ikisi de Hrant Dink’in kurşunlanarak öldürülmesine çok üzülmüşlerdi.

Bu cinayetin ülke barışına büyük darbe indirdiğine inanıyorlardı.

Leyla Zana, Akkan Suver’in beklemediği bir düşüncesini açıkladı:

"Akkan Bey cenaze yürüyüşünde atılan ’İnadına Ermeniyiz’ sloganı beni rahatsız etti. Bu sloganı ülke barışı açısından çok yanlış buluyorum. Ben çıkıp ’İnadına Kürdüm’ diye bağırsam, siz de ’İnadına Türküm’ diye bağırsanız ne olacak? Bu zıtlaşma, yaratmaya çalışılan uzlaşma ve barış iklimini yok etmez mi? Onun için bu slogan beni çok tedirgin etti. Bunu yanlış ve gereksiz buluyorum."

O sırada tören başladı ve konuşma yarıda kaldı.

* * *

Tören bittikten sonra birlikte kiliseden çıktılar.

Akkan Suver, Leyla Zana’ya şöyle dedi:

"Leyla Hanım, siz içerde bana çok önemli bir şey söylediniz. Ben de aynı düşüncedeyim. Sizin bunları söylemeniz beni ülke barışı açısından sevindirdi."

O sırada yanlarında yürüyen Orhan Doğan da Leyla Zana’ya katıldığını belirterek, "Akkan Bey biz aynen böyle düşünüyoruz" dedi.

Akkan Suver bu konuşmayı anlatırken "Her ikisi de çok nazik ve dikkatli davranıyorlardı. Doğrusu bundan çok etkilendim" dedi.

Hiç kuşkusuz yıllar, yaşananlar insanları daha gerçekçi ve daha sağduyulu çizgilere taşıyor.

Özellikle de bu topraklara ait olan tüm insanlar, etnik kökenleri, dinleri ne olursa olsun, aynı potada eriyip bir bütün oldukları gerçeğini yüreklerinde ve mantıklarında duyuyorlar.

İnsanlarımızın bu ülkede rahat ve huzur içinde yaşamaları için tek çıkar yol, demokrasiye ve ortak değerlere sahip çıkılmasıdır.

* * *

Terör, ülkemizin baş belasıdır. Barış ve uzlaşı iklimini hiç sevmez. Tek gıdası nefrettir.

Toplumda nefret ne kadar yaygınlaşır ve derinleşirse işi o kadar kolaylaşır.

Teröre karşı gerçek zafer hoşgörü toplumu yaratılabildiği zaman kazanılır.

Her cinayetin arkasında derin devleti görmek, halkın devlete olan güvensizliğidir.

Başbakan’ın derin devlet konusunda bir üçüncü kişi gibi konuşması şaşırtıcıdır.

Başbakanlar ülkeyi yöneten insanlardır. Dağ başında kaybolan üç koyunun hesabı bile onlardan sorulur.

Başbakan’ın, derin devlet konusunda her tarafa çekilebilecek sözler söylemeye hakkı olmamalıdır.

Derin devlet varsa ve cinayetlerin sorumlusuysa, Başbakan’ın o derin devleti darmadağın etmesi gerekir.

Edemiyorsa o koltukta oturmamalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları