Paylaş
Halıların iki yanına çok şık pirinç kordon bariyerler yerleştirilmişti.
Konsere gelenler kırmızı halıların üzerinden ve pirinç bariyerlerin arasından geçerek girdiler binaya.
Bariyerlerin arkasında onlarca kamera ve elinde mikrofon gazeteci arkadaşlar saf tutmuştu.
Gelen artistler, mankenler ile İstanbul sosyetesinin gözde isimleri görünür görünmez anında kameraların ışıkları yanıyor, mikrofonlar uzatılıyordu.
Manzara tam Oscar törenleri ile film festivallerinin girişini andırıyordu.
Konser izleyicileri, hiç de alışık olmadıkları bu şıklığı yaşayarak girdiler içeri...
* * *
Bütün biletler satıldığı için kalabalık Lütfi Kırdar’ın devasa fuayesine bile sığmadı.
Benim gördüğüm şuydu: Cem Yılmaz’ın Konuk Şef olarak yer aldığı konserde, konser seyircisinden çok artist, manken ve İstanbul sosyetesinin gözde isimleri vardı.
Konser iki bölümdü.
İlk bölümü her zamanki şıklığı içinde ünlü şef Gürer Aykal, ikinci bölümü ise konuk şef Cem Yılmaz yönetti.
Aslında orkestranın arasına oturan Gürer Aykal başıyla, kaşıyla, gözüyle orkestrayı yöneten Cem Yılmaz’ı yönetti.
Birinci bölüm konserdi, ikinci bölüm ise orkestra eşliğinde Cem Yılmaz şovdu.
Belli ki Gürer Aykal, Cem Yılmaz’la epeyce uğraşmış.
O da zekâsıyla hocasını mahcup etmedi, esprileriyle de izleyicileri kırdı geçirdi.
Sonuçta bu etkinlikle tam 277 bin lira gelir sağlandı.
Bu parayla beş yetenekli öğrenci müzik eğitimlerini yurtdışında sürdürecek.
Borusan İstanbul Filarmoni’ye, Gürer Aykal’a ve Cem Yılmaz’a sanat ve kültüre bu önemli katkılarından dolayı binlerce teşekkür.
Baykal’ın söyledikleri doğru
Olay 2004 yılında yaşandı.
Fransız diplomasisi Başbakan ile dört bakanın eşlerinin katılacağı gezinin programına eşler için bir etkinlik koymadı.
Bu, diplomatik dilde eşlerin gelmemeleri için bir mesajdı.
Türk dışişleri bu mesajı Başbakan’ın ve bakanların takdirlerine sundu.
Sonuç, eşler bu geziye katılmadılar.
Olay budur.
Ben bu olayı 17 Eylül 2004 tarihinde bütün ayrıntısıyla yazdım.
O zaman AKP’den, Türk ve Fransa dışişlerinden herhangi bir tepki ve yalanlama gelmedi.
Deniz Baykal bu olayı, GATA’ya Emine Hanım’ın alınmayışını gündeme getiren Başbakan’a hatırlattı.
“Biz bunu o zaman siyasi malzeme olarak kullanmadık. Sen şimdi niye GATA’yı gündeme getirdin. O zaman niye çözmedin? Çözseydin” deyince AKP kıyamet kopardı.
Olay doğrudur ve aynen Baykal’ın dediği gibidir.
Kıyamet kopararak doğruyu saklama olanağı da yoktur.
Paylaş