ÖNCEKİ akşam Marmara Grubu’nun yemeğinde onur konuğu Meclis Başkanı Köksal Toptan’dı.
Başkan’ın gelmesini beklerken kiminle konuşsam merakla şu soruyu sordu:
"Tayyip Bey’in kafasındaki Kürt sorunu ile ilgili plan nedir?"
"Bilmiyorum" dedim.
Arkasından da bilmememin mazeretini açıklama gereği duydum:
"Kimse de bilmiyor.Medya, Meclis, hatta bakanlar..."
Gerçek bu.
Başbakan kafasındakileri Amerikalılarla paylaşıyor ama kendi toplumuyla paylaşmıyor.
Ülkenin yazgısı ile ilgili gelişmeleri kendi insanlarından gizliyor.
* * *
Peki gerçekten Başbakan’ın kafasında bir plan var mı?
Yüzde yüz var.
Zaten Başbakan’ın "Önceki hedefimiz sınır ötesi harekát yapmak değil, silahları bıraktırmak" sözü kafasındaki planın ipuçlarını veriyor.
Hatta şu sözleri planı biraz daha açığa çıkarıyor:
"Bunlar ya silahı bırakarak dağları değil, şehri tercih edecekler ve siyasi platformda gerekli yarışı sürdürecekler, ya da şu andaki durumlarını tercih edecekler."
Bu değerlendirme "Başbakan’ın kafasındaki plan bir affı içeriyor. Ama bunu açıklayamıyor" şeklinde yorumlandı.
Ayrıca DTP’nin kapatılmasına karşı çıkan ve bunu demokratik bulmayan Başbakan’ın sözleri bu parti için şu mesajları içerebilir:
"PKK’ya silahları bıraktırın konuşalım.Gereken yapılır.Yeni bir eve dönüş düzenlemesi yolu da açılabilir."
* * *
Yalnız Başbakan’ın Bush’a ve Rice’a da söylediği bu yaklaşımın gerçekleşme olasılığı hiç de fazla değil.
Çünkü DTP’nin PKK’ya silah bıraktırma gibi bir gücü yok.
Olamaz da...
Son olaylar bu partinin talimatla hareket ettiğini tartışmasız ortaya koyuyor.
Öcalan’ın İmralı’dan avukatları aracılığıyla gönderdiği talimatlar parti yöneticileri tarafından anında yerine getiriliyor.
DTP’deki yönetim değişikliği de bunun kanıtı.
Ahmet Türk talimat doğrultusunda hiç direnmeden parti başkanlığını bırakıyor, bununla da yetinmiyor, başarılı olamadığı için özür diliyor.
Şimdi böyle bir partiden PKK’nın kanlı eylemlerini kınamasını, hele hele örgütü silah bırakmaya razı etmesini beklemek aşırı hayalcilik olur.
Yaşamları örgütün iki dudağı arasında olan insanlar PKK’ya karşı tavır alamaz.
Bunu onlardan istemek akılcı bir yaklaşım olmaz.
Türkiye PKK’nın eylem gücünü kırmadan Kürt sorununa sağlıklı bir çözüm getiremez.
* * *
AKP iktidarı şunu iyi bilmeli ki, PKK terörünün eylem gücü ancak kesin ve kararlı bir politika ile kırılabilir.
Kürt kökenli vatandaşların çok büyük bölümü, artık terör istemiyor.
Çocuklarını teröre kurban vermek istemiyor.
Barış içinde, demokratik, insan haklarına duyarlı bir hukuk devleti bu ülkede yaşayan herkesin en büyük hayali.
"Tavşana kaç, tazıya tut" politikaları ne terörü bitirir, ne de Kürt sorununa çözüm getirir.