Kaç başbakan geldi geçti

BEN gazeteciliğe başladığımda Süleyman Demirel başbakandı.

O yıllarda terör, özellikle büyük kentlerde ortalığı kasıp kavuruyordu.

Sonunda 1971’de 12 Mart muhtırası geldi ve Demirel istifa etti.

Partilerüstü hükümetler dönemi başladı.

Önce Nihat Erim, sonra Ferit Melen ve ardından da Naim Talu başbakan oldu.

1973’te yapılan seçimle olağan döneme dönüldü. Seçimden birinci çıkan Ecevit başbakanlık koltuğuna oturdu.

1974’te Kıbrıs Barış Harekátı yapıldı.

Efsaneleşen Ecevit seçime gitmek için hükümeti bozdu. Ancak seçime gidilemedi.

Bunun üzerine Demirel Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi ile Birinci Milliyetçi Cephe hükümetini kurdu ve yeniden başbakanlığı aldı.

1977 seçiminden sonra Ecevit yeniden hükümeti kurdu ama güvenoyu alamadı.

Demirel bu kez İkinci Milliyetçi Cephe hükümeti ile yine sahneye çıktı.

1978’de bazı AP’liler istifa edince Demirel görevi bırakmak zorunda kaldı.

Ecevit Adalet Partisi’nden ayrılan 11 bağımsızla yeniden hükümet oldu.

1979 ara seçimindeki büyük yenilgiden sonra koltuğu Demirel’e bırakmak zorunda kaldı.

Zor ve acı yıllardı. Terör her gün kentlerin sokaklarında ortalama 20 kişinin canını alıyordu.

1980’de bu olumsuz ortam 12 Eylül darbesini getirdi.

* * *

Darbeciler Emekli Oramiral Bülent Ulusu’yu başbakan yaptı.

1983’te yapılan seçimi Anavatan Partisi kazanınca Turgut Özal Başbakan oldu.

1989’da Özal kendini Cumhurbaşkanı seçtirdi ve yerine de Yıldırım Akbulut’u bıraktı.

1991’de ANAP kongresinde genel başkanlığa Mesut Yılmaz seçilince başbakan oldu.

1991 seçiminden başbakan çıkan Demirel 1993’te Çankaya’ya çıkınca yerine Tansu Çiller başbakanlığa geldi.

Sonra sırasıyla Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit Başbakanlık koltuğuna oturdu.

2002 seçiminde AKP iktidar olunca Recep Tayyip Erdoğan yasaklı olduğu için Abdullah Gül başbakan oldu.

2003’te yasağı kaldırılan Erdoğan başbakanlığı Gül’den devraldı.

Bu döküme göre Erdoğan benim meslek yaşamımdaki 13. başbakan oluyor.

* * *

Bu başbakanların tümünü yazdığımız yazılarla sık sık eleştirdik.

Demirel’e çok ağır eleştireler yaptık.

Ama Demirel’in gazetecileri tehdit ettiğine bir kez bile tanık olmadım.

Ecevit de öyle, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz da...

Erbakan ise zaman zaman kendisini ve partisini eleştiren gazeteci ve gazetelere kızar, konuşmalarında onları kınardı.

Ama hiçbir gün Erbakan’ın bu öfkesi kontrolsüz bir noktaya gelmedi.

Burada Turgut Özal’a ayrı bir parantez açmam gerekiyor.

Çünkü Özal kızdığı gazetecilere karşı bazı cezalar verme girişimlerinde bulunur, ama öfkesi çabuk geçer, olay unutulur giderdi.

Hatta takıştığı gazetecilerin zaman zaman gönlünü alırdı.

Şimdi düşünüyorum da, o liderler için yazdıklarımın tümünün doğru olduğuna inanıyorum. O nedenle hiçbir zaman pişmanlık duymadım.

Ama bugünden gerilere baktığımda yine de o insanları kırmış olabileceğimi düşünerek üzülüyorum.

Bilmiyorum, ilerde Erdoğan’a yazdığım yazılar için üzülecek miyim?

Doğrusunu söylemem gerekirse bunu hiç sanmıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları