BAŞBAKAN Erdoğan ve arkadaşları, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden tarih alabilmesi için elinden geleni yapıyor.Bu konuda tutulan yol doğrudur. Çünkü Türkiye’nin uzun vadeli çıkarları Batı uygarlığının içinde yer almayı zorunlu kılar. Ancak Erdoğan içerde, Atatürk’ün gösterdiği ‘Çağdaş uygarlık düzeyine erişme hedefi’ne ters düşen uygulamalar yapıyor. Örnek mi?İşte imam hatip liseleri ile ilgili tutumu...Başbakan şu gerçeği kabul etmek istemiyor. İmam hatip okulları gibi din ağırlıklı liselerin çağdaş ülkelerin eğitim sistemi içinde yeri olamaz. Çağdaş, laik eğitimi esas alan demokratik ülkelerde imam hatip gibi liseler yoktur. AKP’nin bu konudaki saplantısı, 8 yıllık zorunlu eğitime geçildikten sonra ilginin göreceli olarak azaldığı bu liseleri yeniden ‘ihya’ etmek.Bu, onlar için ‘kutsal’ bir görev... * * *İmam hatip liselerinin tarihsel bir özeti yapıldığında sanırım Erdoğan ve arkadaşlarının bu liselerle ilgili çabalarının nedenini anlamak kolaylaşır. İmam hatipler 1950 yılından itibaren önce yavaş yavaş, 1960’lı yıllardan sonra ise hızlanarak sayısal olarak arttı. Her gelen iktidar muhafazakar kesimlerden oy toplayabilmek için yeni yeni imam hatip liseleri açtı. Bu okullar 1996-1997 öğretim yılında gerek bina, gerek öğrenci sayısı bakımından doruk noktaya ulaştı.Okul sayısı 601’i, öğrenci sayısı da 511 bin 502’yi buldu. 1997-1998 yılında 8 yıllık zorunlu eğitim uygulaması başlayınca imam hatiplere olan ilginin azaldığı görüldü. Öğrenci sayısı 396 bine düştü. Bu düşüş giderek arttı:1998-1999 öğretim yılında 192 bine, 1999-2000’de 134 bine, 2000-2001’de 91 bine, 2001-2002’de 71 bine ve 2002-2003’te 64 bine indi. Eğer AKP iktidar olmasaydı zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılacaktı. O zaman imam hatip liseleri tamamen kapanacaktı. * * *AKP iktidarı imam hatipler için tam bir can simidi oldu. Hem, girmek için can attığımız Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan 12 yıllık zorunlu eğitim tasarısı rafa kaldırıldı, hem de ilginin artması için üniversite sınavlarında bu liselerin önünün açılacağı ilan edildi. Bu gelişmeler üzerine bu yıl imam hatiplere başvuran öğrenci sayısında 20 binlik bir artış oldu. Nitekim iktidar sözünde durdu ve imam hatip mezunlarının tüm fakültelere girmesine olanak veren yasa tasarısını Bakanlar Kurulu’ndan geçirdi. Önumüzdeki yıl imam hatiplere yapılacak başvurularda patlama, bir iki yıl içinde ise öğrenci sayısının yine 500 binlerin üzerine çıkması bekleniyor. İktidar bu uygulamayı tüm meslek liselerinin önünü açmak için yaptığını söylüyor ama gerçek bu değil. Gerçek, yukarda özetlemeye çalıştığım düşüş sürecini durdurmak ve imam hatipleri ‘ihya’ etmek.Böylece din ağırlıklı eğitimi, çağdaş eğitimin karşısına bir seçenek olarak koymak ve ılımlı İslam modelinin nesillerini yetiştirmek. Amerika ve Avrupa Birliği de bize bu misyonu biçmedi mi?