DIŞ politikadaki eksen kaymaları ile ilgili tartışmaları bir yana bırakalım.
Eksen esas içerde kayıyor. Hem de çok fena bir şekilde kayıyor. İçki yasakları aldı başını gidiyor. Yakında içki satılacak yerleri mumla arayacak hale geleceğiz. Bir lokantada oturup yemekle birlikte bir kadeh bir şey içemeyeceğiz. Ya Mersin’deki Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’ndeki olaylar. Bilgi çağında Türkiye nerelere sürüklendi. Lise müdürü emir vermiş öğrencilere... “Sakın ola ki kızlarla erkekler birbirlerine 45 santimetreden fazla yaklaşmaya...” Müdür Bey “ileri demokrat” olduğu için kızlar ile erkekler yemekhanesini de ayırmış. Hiç kuşkunuz olmasın, kız-erkek okullarının ayrılması çok yakındır. * * * Devam edelim. Kültür ve Turizm bakanımız uyardı: “Sayın Başbakanımız heykele ucube demedi.” Ya neye dedi Bakan Bey hazretleri? “Efendim Sayın Başbakanımız Kars’ın dokusuyla bağdaşmayan çok sayıda yapılaşma gördü ve üzüntüsünü dile getirdi. Otelin açılışında ‘Bu dokuyla bağdaşmayan çirkinlikleri nasıl yaptınız? Bunları bir an önce iyileştirmeye çalışın’ dedi.” Ah bu gazeteciler, ah! Zaten söylenenleri hep yanlış anlarlar. Demek ki hepimiz bu kez de Başbakan’ın söylediklerini yanlış anlamışız. Demek ki bunca yıl bu meslekte boşuna dirsek çürütmüşüz. Ben şunu çok iyi anladım ki, meğer boşuna bakan olunmuyormuş. Helal olsun Kültür ve Turizm Bakanı’na. Yalnız Bakan’a bir şeyi anımsatmam gerekiyor. Acaba yıllardan beri kendi çizgilerini uğruna terk ettikleri Tayyip Bey’i destekleyen “liberaller” de mi yanlış anladı Başbakanı’nın dediklerini? Yoksa dünyanın sonu mu geldi? Onlar bile eleştirdiler Erdoğan’ı... * * * Başbakan’ın rahle-i tedrisinden geçtiği Hocası Erbakan da heykellerden nefret ederdi. Anlatayım. Yıl 1973... Cumhuriyeti’in 50’nci yılı... Bu nedenle İstanbul’un bazı meydanları için ünlü heykeltıraşlara heykeller ısmarlandı. Bunlardan biri de “Güzel İstanbul”du. Ünlü heykeltıraş Gürdal Uyar heykeli bir yılda bitirildi ve “Güzel İstanbul” 1974’te Karaköy Meydanı’na dikildi. Ertesi gün kıyamet koptu. İktidardaki CHP-MSP koalisyonunun Başbakan Yardımcısı Erbakan, heykelin müstehcen olduğunu söyleyerek derhal kaldırılmasını istedi. Tartışmalar büyüdü ve koalisyon tehlikeye girdi. Bunun üzerine bir gece yarısı heykel balyozlarla söküldü ve belirsiz bir yere götürüldü. Gazeteciler heykelin peşine düştüler ve belediyenin bir deposunda olduğunu saptadılar. Bu haber gazetelerde çıkınca bu kez heykel depodan alınıp Yıldız Parkı’nın gözlerden uzak kuytu bir köşesine dikildi. 36 yıldır da orada sürgün hayatı yaşıyor “Güzel İstanbul”. Heykeltıraş Gürdal Uyar heykelinin sürgünden dönüşünü göremeden 2004 yılında yaşama veda etti. Tayyip Bey bir heykeli aforoz eden Hocası Erbakan’dan 36 yıl sonra Kars’taki “İnsanlık Anıtı” heykelini “ucube” diye tanımladı ve derhal yıkılmasını emretti. Yazık! 1974’ten 2011’e heykeller babında değişen bir şey yok.