TÜRKİYE Cumhuriyeti tarihinde, halk egemenliğinin temsil edildiği bu kutsal çatı altında böyle bir başkan görülmedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne başkan seçilen saygın insanların hiçbiri Bülent Arınç gibi parti militanlığı yapmadı.
Hiçbiri tarafsızlığını bozmadı.
Hiçbiri, meclis başkanlığının gerektirdiği ağırlığı ve devlet adamlığını hiçbir koşul altında unutmadı.
"Şeyini şey ettiğimin şeyi" demedi.
Kendisini eleştiren ya da hoşuna gitmeyen sorular soran gazetecilere hakaretamiz sözler söylemedi, davranışlarda bulunmadı.
Kendisinin aslında heykelinin dikilecek adam olduğunu iddia etmedi.
Laikliğinin yeniden tarif edilmesini istemedi.
Meclis'in dengesini, yapısını bozacak bir atama fırtınası estirmedi.
Meclis başkanının vakurluğuna uymayacak söz söylemedi, davranışta bulunmadı.
En sağcısından en solcusuna kadar hiçbir Meclis Başkanı kendi tabanını tatmin etmek için rejim tartışması çıkaracak söylemlerde bulunmadı.
***
Bugüne kadar gelmiş geçmiş hiçbir Meclis Başkanı Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde "Meclis sivil, dindar, demokrat bir cumhurbaşkanı seçecektir" diyerek tarafsızlığını bozmadı.
Bülent Arınç'ın konumu anayasaya, meclis iç tüzüğüne göre partiler üstüdür.
Meclis başkanları seçildikten sonra partisinin grup toplantılarına bile katılamaz.
Parti kongrelerine gidemez.
Açık, kapalı mekánlarda yapılan parti toplantılarında bulunamaz.
Çünkü Meclis başkanı tarafsızdır.
İktidarla muhalefet partileri arasında bir ayrım yapamaz çünkü hepsinin başkanı konumundadır.
Ama Arınç tarafsızlığını sık sık çiğnedi.
***
Arınç "Cumhuriyet mitingi" konusunda da bir Meclis başkanının söylememesi gereken yorumlar yaptı.
"Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği"nin verdiği "Demokrasi Ödülü"nü alırken bakın ne diyor:
"Biz çatapat gürültülerden korkup kaçacak insanlar değiliz. Hayatımızı bu davaya koyduk, onun yolunda her şeyi göğüslemeye hazırız."
O miting kimseyi korkutmak için yapılmadı.
O miting, Çankaya'ya "Laik, Demokratik Cumhuriyet"le sorunları olan birinin çıkmaması için halkın ortaya koyduğu bir tepkiydi.
Bu tepki, adaylığı söz konusu olan Recep Tayyip Erdoğan'a karşıydı.
Eğer Arınç'ın adaylığı söz konusu olsaydı aynı tepki hiç kuşkusu olmasın kendisi için de gösterilirdi.
Bir Meclis başkanı yurdun dört bir yanından gelmiş insanların duyarlılığını bu kadar hafife alma aymazlığı içinde olmamalı.
Öfkeye kapılıp halkını rencide edecek söylemlerde bulunmamalı.
Meclis Başkanlığı koltuğunda oturan bir insanın taşıması gereken devlet adamlığı niteliği buna engel olmalı.
Bülent Arınç şunu unutmasın, bir toplum ancak büyük devlet adamlarının heykelini diker.
"Şeyini şey ettiğimin şeyi" diyenlerin Meclis başkanı, hatta cumhurbaşkanı olsalar bile değil heykelini dikmek, adını bile anmaz.