Hedef, Rektör Mustafa Akaydın’dı

AKDENİZ Üniversitesi belki de Türkiye’nin en huzurlu eğitim kurumuydu.

Etkinlikler bakımından da örnek üniversitelerden biriydi.

Kampusta uyumlu bir yaşam vardı.

Bazı ufak marjinal gruplar vardı ama düzeni bozacak, gerginlik yaratacak bir tutum içine girmiyorlardı.

Çünkü öğrencilerin çok büyük bölümü ideolojik yaklaşımlara sıcak bakmıyordu.

Büyük çoğunluk, olanakları sınırlı ailelerin çocuklarıydı.

Onların hedefi okullarını bir an önce bitirip hayata atılmaktı.

Ne oldu da barış ikliminin hüküm sürdüğü, huzur içindeki üniversite bir anda silahların ateşlendiği çatışmalara sahne oldu?

Amaç belliydi:

Üniversitelerarası Kurul’un da başkanı olan Rektör Mustafa Akaydın’ın başını yemek.

Türbanın üniversiteye sokulmasına karşı çıkan, kurul başkanı olarak üniversiteleri bu mücadele için örgütleyen rektör cezalandırılmalıydı.

Bunun için Rektör Mustafa Akaydın hedef seçildi ve bilinen senaryonun sahneye konması için düğmeye basıldı.

En kolay yol kampustaki öğrenci yurtlarında bulunan marjinal grupları kullanmaktı.

Bunu da kolaylıkla yaptılar.

Rektörü yemek için bugüne kadar Türkiye’nin en huzurlu üniversitesini ateşe atmaktan çekinmediler.

* * *

Oysa yurtlarda kalan öğrencilerin büyük bölümünün olaylarla hiçbir ilgisi yoktu.

Hepsi, okumak ve okullarını bir an önce bitirmek isteyen, olanakları dar ailelerin çocuklarıydı.

Kabağın onların başına patlayacağı da belliydi.

Ama kötü niyetliler bunu önemsemediler ve gözlerini kırpmadan marjinal gruplar arasındaki gerginliği ateşlediler.

Arkasından da yine planlandığı gibi Rektör Akaydın’ı olayların bir numaralı suçlusu ilan ettiler.

Rektörün üniversitede gereken önlemleri almadığını ve olayların çıkmasına neden olduğunu yaydılar.

Rektör, basın toplantısı yaparak yurtlardaki gerginliği polise haber verdiğini ve önlem alınması için yazı yazdığını açıkladı.

Ama yetkililer bunu dinlemediler bile.

Karar verilmişti: Suçlu, Rektör’dü.

Dinci basında rektöre dönük insafsız, ahlak kurallarına ve meslek ilkelerine tamamen aykırı bir iftira kampanyası yürüttüler.

"Rektör görevden alınsın" tamtamları çalınmaya başlandı.

* * *

Ama bu arada, tek amaçları okumak olan öğrenciler zor durumda kalmış...

Marjinal gruplar yüzünden can güvenlikleri tehlikeye girmiş...

Çaresizlik için yurtları terk etmişler...

Bütün bunlar onların umurunda bile olmadı.

Peki sonuç?

Üniversitenin, öğretim üyelerinin, öğrencilerin huzuru bozuldu.

Hepsinin yüreğine korku düştü.

Onların amacı rektörü yıpratmaktı.

Bunun için bu kadar oyun oynamaya...

Üniversitelerin ve ülkenin huzurunu bozmaya...

Binlerce öğrenciyi, öğretim üyesini, anne babayı tedirgin etmeye...

Onları korkulara sürüklemeye...

DEĞER MİYDİ?
Yazarın Tüm Yazıları