ANKARA’da hükümet var mı? Başkentteki sessizlik Türkiye’nin dirayetli, kararlı bir hükümet tarafından yöneltilmediğini gösteriyor.
Bu kadar şehit cenazesi geliyor ama hükümet milletin yüreğini yakan, milyonları isyana sürükleyen acılara çare bulacak bir kararlılık içinde gerekli önlemleri alamıyor.
Oysa ülke bir saldırıyla karşı karşıya. Türkiye’nin elinde çok sayıda kullanabileceği diplomatik kartlar var. Ama hükümet bunları kullanma becerisini bile gösteremiyor.
Bugün bu hükümetten bütün devlet kurumları, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri memnun değil.
Ama iktidarın aldırdığı yok. Onlar başka işlerin peşinde.
Onlar Türkiye’nin üzerine İslam şalını geçirmek için kafalarındaki stratejiyi yürütüyorlar.
Kendilerini destekleyen kesimlerin bütün halkı temsil ettiğini zannediyorlar.
Onların desteğine dayanarak ülkeyi keyiflerine göre yönetmenin demokrasi olduğunu iddia ediyorlar.
Ama olmuyor, bu kafayla ve bu inatla ülkeyi her geçen gün biraz daha çıkmaza götürüyorlar.
* * *
İki yaz önce Çeşme’de iki tane tesettür oteli olduğunu söyledi dostlar.
Bir tanesini gezmek istedik ama gruptaki hanımların başları açık diye içeri sokmadılar.
Girip çıkanlardan da anladığımız kadarıyla sadece kadınları tesettürlü olan aileler kabul ediliyordu.
Broşürlerden öğrendiğimize göre, otelde kadınların denize girecekleri plaj ve yüzme havuzu ayrı ve paravanlarla çevrili.
Lokantalarda ise kesinlikle içki servisi yapılmıyor.
İbadet için mescitler de ayrı.
Yine Çeşmeli dostların verdiği bilgiye göre her iki "Tesettür oteli" de ful çekiyormuş.
Bir üçüncü "Tesettür oteli" de inşa halindeymiş. (Bu otel şimdi çalışıyor.)
Önceki günkü Milliyet’te bu konuda bir haber vardı.
Habere göre son iki yılda Türkiye’deki "Tesettür otelleri"nin sayısı hızla arttı.
Ilımlı İslam rejimine adım adım sürüklenen Türkiye’nin yeni turizm modelinin tesisleri olan "Tesettür otelleri"nin sayısı 4 yılda 6’dan 27’ye yükseldi.
* * *
Anadolu’yu dolaşanlar, hemen her yerde önlerine çıkan lokantaların içkisiz olduğunun büyük tabelalarla özellikle vurgulandığını görürler.
Birçok kentte içki servisi yapan yerlerin sayısının giderek azaldığına tanık olurlar.
Yöneticilere sorarsanız kesinlikle bir yasak yoktur. Vatandaş kendi inancı doğrultusunda içki vermemektedir, esnaf içki satmamaktadır.
Yabancı fonlar kullanılarak yapılan bilimsel araştırmaların tersine Anadolu’da örtünen kadın sayısının göreceli olarak artığını kolaylıkla gözlemleyebilirsiniz.
Yol üzerlerindeki hemen bütün benzincilerde sürekli kapısı kapalı olan mescitler açıldı.
Bu da yine kocaman yazılarla duyuruluyor.
Ne var bunda, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede normal değil mi derseniz sorun yok.
Ama laik hiçbir ülkede böyle bir durumun olamadığı da bir gerçek.
Bırakın laik ülkeleri, dolaştığım Arap ülkelerinde bile böyle bir şey görmedim.
Aynı zihniyet, imam hatip liseleri dışındaki bütün liseleri ahlaksızlık yuvası olarak görebiliyor ve bunu ifade edebiliyor.