Halkımız doğruyu dinlemedi

İKİ lider, Erdoğan ve Bahçeli türbanı Anayasa’ya sokarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbine hançeri sapladılar.

Baykal bu süreçte sürekli doğruları söyledi ama kimse onu dinlemedi.

Bakın ne dedi Baykal:

"Herkesin kılık kıyafetine saygı gösteriyoruz, ama devleti bir kılık kıyafet içine sokmanın yanlış olduğunu söylüyoruz. Devlete bir üniforma giydirmek, devleti bir inancın simgesi haline dönüştürmek, o inancın dışındaki insanları dışlamak anlamına gelir. Bu yanlıştır.

Teslim olmak yok. Bu mücadele devam edecek. Laiklik tehdit edildiği noktada ’dur’ diyeceksin. Orada ’dur’ deme şansını kaybettiğinde, bil ki ondan sonraki noktalarda durduramazsın.

İmanın ve ibadetin şartları arasında tesettür yok. Tesettürü bir iman şartı gibi göstermek toplumu böler."

- Boş ver... O klikçinin teki...

* * *

Boş vermesen de biraz olsun kulak versen daha iyi olmaz mı?

"İktidara diyoruz ki laikliğe zarar vermeyin, toplumu ayrıştırmayın. Bu tehlikeli gidişten vazgeçin. İslam’da bir tesettür olmakla birlikte çok farklı yorumlar, şekiller, gelenekler, değerlendirmeler var.

Kuran’da saç görünür görünmez, türban olur olmaz diye bir şekil hükmü yok. İçtihatlar ve coğrafi şartlar çeşitli şekiller geliştirmiş. Hatta İmam-ı Azam Ebu Hanife başörtüsünün altından saçların görünmesini mümkün saymış."

- Boş ver... O klikçinin teki...

Hiç değilse şunları dinlesen:

"71 yıldır dünyada Müslüman ve laik olmayı başarıyoruz, başardık, gelecek yıllarda bunu sürdüreceğiz, diye hitap edeceğimiz bir noktada, laikliğe yönelik en ağır darbelerin hazırlıkları yapılıyor, planları uygulamaya konuluyor, işbirlikleri gerçekleştiriliyor ve o süreç, Türkiye’de halka, topluma, anayasamıza dayatılıyor.

Örtünme, elbette bizim dinimizde vardır ama bilinmelidir ki örtünme bizim dinimizle ortaya çıkmış bir uygulama değildir.
Bu örtünme biçiminin Türkiye’ye dayatılması, bir ithal dayatmadır. Anadolu’da böyle bir olay yoktur. Karşımızdaki konu türban konusu değil, laiklik konusudur.

Türban konusunun anayasa kuralı haline getirilmesiyle bölünme başlayacaktır. Üniversitelerde bir kısım öğrencilerin türban takmasıyla, ’çalışkan-çalışkan olmayanlar’ şeklinde değil, inanca göre ayrışmış bir sınıf görülecektir. Türban takanlar, bu yanlışlığın kaynağı değil, kurbanıdır."

- Boş ver... O klikçinin teki...

* * *

Peki ama hiç değilse şu söylediklerini bir düşünsen:

"TBMM’de kabul edilen değişiklikle, laik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez anayasa düzeyinde bir kırılma yaşamıştır. AKP ve MHP dincilik yarışı yapıyorlar. Yarın onlardan daha dinci akımlar da ortaya çıkar. Artık pandoranın kutusunu açtılar. İçinden neler çıkacağını göreceğiz.

Türkiye’yi bir Ortadoğu devleti, bir din devleti ve toplumuna dönüştürmek istiyorlar. Bunun için yarış içindeler.

Türkiye 1937’den bu yana, 71 yıl sonra anayasal bir kırılma yaşıyor.

AKP’yi demokratikleşmenin, özgürlüklerin partisi olarak görenler AB konusunda samimi sananlar, şimdi gerçeği görmeye başladılar.

Gördüler ki AKP’nin ikinci bir gündemi var ve AKP türbanı AB’ye tercih edecek bir parti. Kadınları örtünmeye zorlayan, baskıcı, özgürlükleri kısıtlayıcı, demokrasiyi araç olarak gören bir parti."

- Boş ver... O klikçinin teki...

Halkımız bir türlü dinlemedi Baykal’ı...


Erdoğan ile Bahçeli de Baykal’ın dediği gibi el ele, kol kola Türkiye’ye yapılacak en büyük kötülüğü yaptılar ve toplumu ikiye böldüler.

Gazaları mübarek olsun.
Yazarın Tüm Yazıları