"Bu güveni yeniden kazanmak zorundayız.Halkın siyasete, siyasetçiye güvenmesi, derdini onların çözeceğine inanması lazım."
* * *
Bu olayın üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçti.
Dün Karadeniz’den gelen bir haber, halkın siyasete, siyasetçiye aynı güvensizlik içinde olduğunu gösteriyor.
Olay şöyle:
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Başbakan Erdoğan’a bir mektup gönderiyor.
Roth mektubunda, "Lütfen Sürmene Çamburnu’nda çöplük yapmayın, çevre açısından risk taşıyor.Halk çok rahatsız..."
Başbakan mektubu okuyunca şaşırıyor ve hemen Çevre Bakanı Osman Pepe’ye gösterip "Bu nedir?" diye soruyor.
Pepe olayı inceliyor ve gazetecilere şöyle anlatıyor:
"Bizimkiler, taaAlman Yeşiller Partisi Başkanı Claudia Roth’a mektup yazmışlar, ’Bizim buralara çöplük yapılıyor, bu tesis çevre için risk oluşturuyor’ diye.Başbakan da mektubu ’gereğinin yapılması’ için bana gönderdi.Çağırdım hepsini, belediye başkanı, muhtarlar, sivil toplum örgütü yöneticilerini.Tesisi anlattım, ’Koku aktarma istasyonu yapılacak. Hiçbir şekilde koku olmayacak, çöp suyu şehre damlamayacak. Tesis son derece modern olacak’ dedim."
* * *
Hemşerilerinin tepkisini yatıştıran Pepe, önce Başbakan Erdoğan’a sorunun çözüldüğü konusunda bilgi arz etti.
Ardından da Roth’a bir mektup yazarak, yapılacak tesisin çevreye zararlı olmayacağı güvencesi verdi.
Böylece Erdoğan ve Pepe olayın çözüldüğünü sanıyor.
Gerçekten çözüldü mü?
Olayın vahameti bitti mi?
Bir ülkenin halkının, kendi hükümetine güvenmeyip bir Alman politikacısına başvurması...
"Bunlardan hayır yok.Sorunumuzu sen çöz" demesi...
Roth’un da Türkiye Başbakanı’na mektup gönderip sorunun çözülmesini istemesi...
Bir ülke için bundan daha onur kırıcı bir olay olabilir mi?