Paylaş
Vergi yasalarının içerdiği bazı ayarsız maddelerin ekonomiyi tıkayacağı yolunda bu hükümete çok uyarı yapılmıştı.
Ama dinleyen olmadı.
Sonunda milyarlarca dolar uçtu gitti, piyasa durdu, iflaslar başladı...
Hükümet neden sonra ayıldı ve oturup ince ayarları yaptı.
Ecevit tarafından açıklanan kararlar herkese rahat bir nefes aldırdı.
İyi güzel de bu hükümet bunun için bugüne kadar neyi bekledi?
Şu önlemleri bir ay önce alamaz mıydı?
Şimdi bu karambolde yuvarlanıp giden insanlar ne olacak?
Bunun hesabını kim verecek?
* * *
Türkiye'nin yetiştirdiği üç büyük gazeteci Abdi İpekçi, Çetin Emeç ve Uğur Mumcu'yu katledenler hálá bulunmadı.
Bulunacağı da yok.
Ülkemizin çıkarları için melanet yuvalarıyla verdikleri savaş nedeniyle katledilen meslektaşlarımızın kanları yerde kaldı.
Türkiye'yi yönetenler, görevleri bu katliamları ortaya çıkarmak olanlar nedense inanılmaz bir duyarsızlık içinde...
Dün sözde gazetecilerin bayramıydı.
* * *
Kemal Ovat adlı bir gariban Haliç Köprüsü'nden kendini aşağı atıyor.
Köprünün altında bekleyen itfaiyeci ve diğer görevliler sahneyi film gibi izliyorlar.
Bir branda germeyi bile düşünmüyorlar.
Elleri bellerinde adamın yere çakılmasını bekliyorlar. Bazıları adam daha havadayken ‘‘Bu iş bitti’’ der gibi arkalarını dönüp gitmeye hazırlanıyor.
Adam yere çakılıyor. Olay yerinde bir ambulans bile yok.
* * *
İzmir'de bir cinayet soruşturması için gözaltına alınıp dövülerek komaya sokulan ve 12 gün hastanede yaşam mücadelesi verdikten sonra ölen Alpaslan Yelden cinayetinin soruşturması sürüyor.
Olayın sanığı olan polislerin açığa alınmasına bile gerek duyulmuyor.
Belli ki cinayete kılıf aranıyor.
Genç adamın anne babası feryat ediyor: ‘‘Oğulumuz dövülerek öldürüldü.’’
Çanakkale'de de benzeri bir olay...
Mustafa Koca adlı vatandaş gözaltına alındığı karakoldan ölü çıkıyor.
Onun da soruşturması sürüyor.
Tarsus Emniyet Müdürü ile Asayiş Büro sorumlusu geçen ocak ayında işlenen bir cinayeti trafik kazası olarak gösterdikleri iddiasıyla açığa alınıyor.
Olay başka kente tayini çıkan iki polisin ihbarıyla ortaya çıkıyor.
* * *
Ajlan Büyükburç 29 yaşında yetenekli bir sanatçı.
İki gün önce Fethiye girişinde kullandığı otomobil mıcırda savrulup takla atıyor.
Genç şarkıcı olay yerinde can veriyor.
Polis sanatçının ehliyetini üç gün önce aldığını belirliyor.
Ajlan Büyükburç'un olay sırasında kemer takmadığı da anlaşılıyor.
Bir insan üç günlük ehliyetle, hiçbir deneyimi olmadan, trafik kurallarının sık sık çiğnendiği, yol standardının bozuk olduğu bir ülkede uzun yola çıkabiliyor.
Üstelik bunu yapan da kültür düzeyi yüksek bir sanatçı...
Mıcırı döken, yola bir uyarı işareti koymayan kimdir?
Bunu araştırmak kimsenin aklına gelmiyor.
Bu akıl almaz garip örnekler yazmakla bitmez.
Acaba uygarlık kurallarına karşı çıkmak, inatla çağdaşlık çizgisinin altında kalmaya çabalamak ve cehalete sıkı sıkı sarılmak bizim için genetik bir yazgı mı?
Paylaş