ENKA’nın yaratıcısı ve Türk müteahhitliğini yurtdışına açan Şarık Tara çocuk gibi sevgi ve titizlikle büyüttüğü şirketinin 50 yılını anlatırken çok duygulandı.
ENKA’nın kazandığı başarılar Türkiye için de büyük övünç kaynağı oldu.
Birçok başarılı inşaat şirketi ENKA’yı izleyerek yurtdışına çıktı ve Türk müteahhitliğini zirveye taşıdı.
Şarık Tara 29 Nisan’daki 50. yıl kutlamasının büyük bir sanatsal etkinliğe sahne olacağını aylar önce söyledi.
Ben merakla bunun ne olduğunu sordum. Dayanamadı anlattı:
"Dünyanın en ünlü şeflerinden dostum Vladimir Spivakov’u ve onun kurduğu Moskova Virtüözleri Oda Orkestrası’nı çağırdım.Özel bir konser verecekler."
Spivakov, Tara’nın isteğini hemen kabul etmiş ancak bir koşul ileri sürmüş, "Bu konsere Fazıl Say’ın solist olarak katılmasını istiyorum" demiş.
Tara hemen Say’ı aramış, Spivakov’un isteğini iletmiş ve şöyle demiş:
"Bunu Spivakov kadar, hatta daha da fazla ben istiyorum."
Büyük bir şans eseri Fazıl Say’ın takvimi o tarihte boş...
Konsere büyük bir mutlulukla katılacağını söylemiş.
İşte 29 Nisan gecesi insanları büyüleyen büyük bulaşmanın öyküsü böyle.
* * *
Bugün yaşadığımız ve AKP tarafından tam bir siyasal ve hukuksal kaosa sürüklenen sürecin yorucu etkisinden hiç değilse biraz olsun sizleri kurtarabilmek için 29 Nisan gecesini anlatmak istiyorum.
Şef Spivakov’un yönetimindeki Moskova Virtüözleri konsere Mozart’ın 29. Senfonisi ile başladı.
Ardından Fazıl Say sahne aldı ve orkestra ile yine Mozart’ın Piyano Konçertosu’nu çaldı.
Dünyadaki sayılı Mozart yorumcularından biri olan Fazıl Say’ın çaldığı konçerto bittiğinde Şef Spivakov Say’ı büyük bir sevgi ve hayranlıkla sarılıp uzun uzun kutladı.
Sonra sanatçımız tek başına Mozart’ın Türk Marşı’nı, Gershwin’in Summertime’nı, Aşık Veysel teması üzerine bestelediği Kara Toprak’ı çaldı.
Burada salondaki şanslı izleyicilerin de tanık olduğu çok ilginç bir olay yaşandı.
Fazıl Say çalarken sahnede kalan orkestranın sanatçımızı hayranlıkla izlemesi hepimizi gururlandırdı.
* * *
Konser, orkestranın doyumsuz yorumuyla çaldığı Shostakovich, Piazzola, Anderson, J.Strauss II ve Brahms’dan parçalarla son buldu.
Şef Spivakov ile Moskova Virtüözleri dakikalarca alkışlandı.
Gerçekten de böyle bir konseri izleyebilmek klasik müzik dinleyicisi için her zaman yakalanamayacak bir şanstır.
ENKA’nın 50. yılının böyle güzel ve anlamlı bir sanat etkinliğiyle kutlanması da başlı başına bir olaydır.
Türkiye garip bir ülke. Sosyal yaşamında derin uçurumları var.
Bu uçurumları ortadan kaldırmadan Türkiye’nin uygar dünyayla buluşmasının olanaksız olduğu gerçeğini kabul etmek zorundayız.
Bunun için önümüzdeki seçim şansını millet olarak çok iyi kullanmalıyız.
Amerika’dan şu haber belki akıllarımızı başımıza getirir:
"ABD’nin önemli gazetelerinden New York Post yazarı İran asıllı Amir Taheri, köşesinde AKP’yi ’AB rengi giyinmiş İslamcı yaratık, yani kuzu postu giymiş bir kurt gibi’ diye nitelendirdi.Yazıda, ’AKP’nin son 3 yılda nefret ettiği ve değiştirmek istediği Kemalist Cumhuriyeti yıkmak için sinsi sinsi bir darbeye yeltendiği’ ileri sürüldü."