Elekdağ da Uzanzede

PAZAR akşamı Haber Türk'te bir tartışma programına katıldım.

Konu epeyce çetrefilliydi: ÇEAŞ ve Kepez olayı...

Benim dışımda Altemur Kılıç, rahmetli Yavuz Gökmen'in oğlu Yarın Gazetesi yazarı Altan Gökmen ve SONAR Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayrakçı konuşmacıydı.

Programı sunan Selvinaz Fettahoğlu açılışı yaparken Uzan Grubu'nun ÇEAŞ ve Kepez Elektrik şirketlerine el konmasının siyasi boyutlarını tartışacağımızı vurguladı.

Önce Haber Türk'ün bir analizini izledik.

Bu analizin anafikri, ÇEAŞ ve Kepez operasyonuyla ulusal sermayeye darbe indirildiği için askerlerin bundan rahatsız olduğuydu.

Ben, el koyma olayının şirketlerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri ve devleti zarara uğrattıkları için kaçınılmaz olduğunu anlattım ve başlangıçtan bugüne kadar gelişmeleri özetlemeye çalıştım.

Benim inancıma göre olayın siyasi yanı ikinci planda kalıyordu.

Öteki konuşmacılar ise olayın siyasi yanının ağır bastığı kanısındaydılar.

Tartışma bu çizgide sürerken sürpriz bir telefon bağlandı.

* * *

Arayan CHP İstanbul Milletvekili, emekli büyükelçi Şükrü Elekdağ'dı.

Telefon bağlanınca Şükrü Bey'in konuyla ilgili bilgi vereceğini sandım.

Ama Şükrü Bey bir politikacı olarak aramıyor, sadece bu konuda zarara uğramış bir vatandaş kimliğiyle bazı şeyler anlatmak istiyordu.

1989 yılında Washington'daki görevinden emekli olduktan sonra Türkiye'ye döndüğünde, kendisine bireysel tasarrufların artık üretime dönük değerlendirildiği söylenmiş ve hisse senedi alması önerilmişti.

Amerika'da tam on yıl süreyle Türkiye'yi başarıyla temsil etmiş olan Elekdağ, Türkiye'de de tasarrufların üretime dönük değerlendirilmeye başlandığını öğrenince sevinç duyup konuyu araştırmış.

Kendisine Çukurova Elektrik hisselerinden satın alması önerilmiş.

Hiç düşünmeden 10 bin dolarlık hisse senedi almış.

İki üç yıl bu yatırımdan da çok memnun olmuş, çünkü her yıl düzenli olarak dağıtılan temettülerden pay almış.

Ama 1993 yılında beklenmedik bir olay olmuş.

* * *

Uzanlar,
Çukurova'nın çoğunluk hisselerini ele geçirerek şirketin sahibi olmuşlar.

İşte ondan sonra da hissedarlar için kötü günler başlamış.

Şükrü Bey de artık kár payı alamaz olmuş.

Çünkü hem Çukurova, hem de Kepez, Uzanlar'ın eline geçtikten sonra sermaye piyasası açısından hep sorunlu hale gelmişler.

Bu yüzden de Sermaye Piyasası Kurulu tarafından işlem sırası dışına çıkarılıp ‘‘Gözaltı Pazarı’’nda tutulmuşlar.

Her iki şirket Uzanlar'ın eline geçtikten sonra temettü, yani kár payı da dağıtmaz olmuş.

ÇEAŞ ve Kepez'e el konulduğu sırada her iki şirketin hisseleri zaten ‘‘Gözaltı Pazarı’’ndaymış. Şimdi de borsadan çıkarıldı.

Bugün ellerinde ÇEAŞ ve Kepez hisseleri bulunan 12 bini aşkın vatadaşın káğıtları pul olmuş durumda. Bunun vatandaşa faturası 73 milyon dolar.

İşte Şükrü Bey de bu hissedarlardan biri.

Bunu vurguladı ve ‘‘Lütfen bu durumu masaya yatırın ve tartışın. Çünkü bu kadar insanın paraları sıfır oldu’’ dedi.

Hem devleti, hem de binlerce tasarrufçuyu zarara uğratan Uzanlar olayının bence de özü bu.
Yazarın Tüm Yazıları