Ecevit komadan 2 gün önce Karayalçın’a ne dedi?

GEÇEN yıl mayıs ayında Haber Türk’te Gülgün Feyman’ın programında "Solda birlik" tartışılıyordu.

Stüdyo konuğu Murat Karayalçın’dı. Ben de telefonla bağlandım.

Karayalçın solda birlik için görüşlerini açıklıyordu.

Birkaç gün önce Ecevit bir demeç vermiş, "CHP-DSP-SHP’nin güç birliği yapması" gerektiğini söylemişti.

Karayalçın da Ecevit’in bu söylemini çok olumlu bulduğunu, bunun gerçekleşebileceğini anlatıyordu.

Ben kendisine zaman yitirmeden Ecevit’le görüşüp bu konuda harekete geçmek gerektiğini söyledim.

Karayalçın en kısa zamanda Ecevit’le görüşeceğini söyledi.

16 Mayıs 2006’da bu buluşma gerçekleşti.

Ecevit içine merkez sağı da alan bir güç birliği düşündüğünü anlattı.

Karayalçın "Bunun yanlış olacağını çünkü bu partilerin tabanlarının AKP’ye kayacağını" söyledi.

Ecevit önümüzdeki günlerde bu konuda harekete geçeceğini, önce DSP-SHP birlikteliğini gerçekleştirmeye, sonra da CHP ile bunu sağlamaya çaba harcayacağını belirtti.

"Türkiye’nin içine sürüklendiği karanlıktan kurtulması için bu çabayı göstermeye kararlıyım" dedi.

* * *

Ertesi gün 17 Mayıs 2006’da Danıştay baskını oldu.

18 Mayıs’ta Ecevit katıldığı cenaze töreninden sonra fenalaşarak koma halinde hastaneye kaldırıldı.

Yapılan bütün müdahalelere rağmen Ecevit’i kurtarmak mümkün olamadı.

Komaya girmeden iki gün önce Karayalçın’a söylediklerini gerçekleştiremedi.

1 Mayıs 2007 tarihinde Karayalçın, Baykal’a Ali Dinçer’in vefatı nedeniyle başsağlığına gitti.

Görüşmede solda birlik konusu açıldı. Baykal CHP çatısı altında birleşmeden yana olduğunu söyledi.

Karayalçın ise DSP-SHP-10 Aralık hareketi ve güç yoğunluğunu sağlayacak kişi ve kümelerin CHP çatısı altında güç birliğine gitmesini önerdi.

Tandoğan ve Çağlayan mitinglerinde halkın sol partilere "birleşin çağrısı" Baykal’ı harekete geçirdi ve onun çağrısıyla CHP-DSP görüşmeleri başladı.

* * *

Eğer DSP karar alabilirse iki parti arasında seçim işbirliği yapılacak.

Bu, ülkede büyük bir heyecan yaratır.

SHP-10 Aralık Hareketi ile diğer sol güçleri de CHP çatısı altına çeker.

O zaman da güç birliğini gerçekleştirmiş bir sol hiç kuşkusuz halkın karşısına güçlü bir iktidar alternatifi olarak çıkar.

Dün Karayalçın’la bu konuları konuşurken örnek olur diye İtalya’daki sol birliğin lideri Başbakan Prodi ile 15 Kasım 2006’da yaptığı görüşmeyi de anlattı.

SHP Genel Başkanı bugün İtalya’daki sol koalisyona 17 partinin katıldığını, bu büyük koalisyonun olağanüstü gerçekçi, pratik, ayağı yere basan bir program hazırladığını ve bunu yürüttüğünü söyledi.

Görüşmenin sonunda Prodi Karayalçın’a bir kalem hediye etti ve şöyle dedi:

"Eğer Türkiye’de bir güç birliği kurarsanız protokolü bu kalemle imzalayın."

İtalya’da solun bütün renkleri bir araya gelip ülkeyi yönetebiliyorsa neden bunun çok daha az sayılısı CHP çatısı altında Türkiye’de de olmasın?

Koltuk pazarlığı yapılmaması gereken olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.

Bu birlikteliği gerçekleştirmek hiç kuşku yok ki çok büyük, hatta kutsal bir görevdir.
Yazarın Tüm Yazıları