Demokrasilerde muhalefet haktır

BUNDAN 41 yıl önce, 8 Eylül 1966 günü Ankara’da işine gitmek için dolmuş bekleyen bir gazetecinin önünde Buick marka siyah bir araba durdu.

Arabadan inen iki kişi, gazeteciyi ite kaka içeri soktu ve Buick hızla hareket etti.

Kaçırılan gazeteci, Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı İlhami Soysal’dı.

Siyah Buick, büyük bir süratle kent dışına doğru yöneldi.

Ortalık tenhalaşınca arka koltukta İlhami Soysal’ı aralarına oturtan iki kişi, gazeteciyi yumruklamaya başladı.

Saldırganlar bir yandan yumruklarını İlhami Soysal’ın suratına indirirken, bir yandan da "Büyüklerimiz aleyhine yazarsın ha! Sen komünist misin" diye bağırıyorlardı.

Kan revan içinde kalan gazeteci suratını korumaya çalışıyor ama bunu başaramıyordu.

Dakikalarca süren bu dayaktan sonra Buick marka siyah otomobil, kentin epeyce dışında durdu ve feci şekilde dayak yiyen İlhami Soysal yol kenarına bir çuval gibi fırlatıldı.

Siyah Buick hızla olay yerinden uzaklaştı ve kayıplara karıştı.

* * *

Bir gazetecinin güpegündüz zorla bir otomobile bindirilip feci şekilde dövülmesi, bir anda bütün ülkede duyuldu ve büyük tepkilere neden oldu.

Kısa bir süre sonra 34 EH 612 plakalı siyah Buick, Ankara yakınlarında Yahşiyan Köyü’nde bulundu.

Polis arabanın, Kıbrıs Değiştirme Birliği’nde görevli Yarbay Salih Raci Tekin’e ait olduğunu belirledi.

İlhami Soysal, yazılarında dönemin Genelkurmay Başkanı Cemal Tural’ı ağır dille eleştiriyordu.

Her şey açığa çıkmış, İhami Soysal’ı Cemal Tural’ın dövdürdüğü anlaşılmıştı.

Olayı planlayan da Yarbay Tekin’di.

İlhami Soysal’ı döven iki kişinin ise astsubay oldukları belirlendi.

Sonra iş yargıya götürüldü ama pek önemli bir sonuç alınamadı.

Bu olaydan sonra ne oldu? Dayak olayı İlhami Soysal’ı Türkiye’nin en popüler yazarı haline getirdi.

Rahmetli İlhami Ağabey, okur sayısını üçe, beşe, belki de ona katladı.

Yazıları daha da sertleşti.

* * *

Şimdi aynı oyun, bir başka yöntemle sahneye konuyor.

İktidar, kendisine muhalefet eden bir kanalı dayakla değil başka yolla susturmaya çalışıyor.

Kanaltürk yeni kurulmadı. Yaklaşık 3 yıldır yayında.

Bu kanalın hesaplarını kontrol etmek iktidarın şimdi mi aklına geldi? Amaç belli...

İktidar, siyasi gücünü kullanarak bu kanalı kapatmak istiyor.

Etrafta bir sürü kısa sürede büyüyüp birer dev haline gelen kuruluş var.

Ama iktidar, kendisine yakın olan bu kuruluşların hiçbirine karşı aynı duyarlılığı göstermiyor.

AKP, Kanaltürk’ü susturayım derken daha çok izlenmesine neden oluyor.

Bu olaydan önce Kanaltürk izlemeyenler bile her gece buraya takılıyorlar.

Demokrasilerde muhalefet yapmak suç olamaz.

Hele içinde bulunduğumuz iletişim çağında, bir yayın organını susturmaya kalkışmak akılsızlıktır.

Anlaşılıyor ki AKP kendine göre bir Türkiye kurmak istiyor.

Ama bilmiyor ki bu çıkmaz bir yoldur.
Yazarın Tüm Yazıları