Paylaş
Şu Erbakan deden zat politikaya adım attığı günden itibaren şu ülkenin hayrına bir tek iş yapmadı.
1970'ten önce Odalar Birliği başkanlığını kaybetmesine rağmen, makamı boşaltmayan bu zatı Başbakan Demirel polis zoruyla attırmak zorunda kaldı.
1969 seçimlerinde milletvekili olmak için önce Adalet Partisi'ne başvurdu, reddedilince Konya'dan bağımsız aday oldu.
Gerici güçlerin desteğiyle yeterli oyu aldı ve bağımsız milletvekili olarak Meclis'e girdi.
O tarihten itibaren de politika dünyamızda sıkıntı yaratacak her türlü olayda birinci derecede rol oynadı.
Kurduğu üç parti, laik demokratik cumhuriyete karşı eylemlerin odak noktası haline geldiği için kapatıldı.
Kendisi ve partisi gericiliğin, yobazlığın öncülüğünü yapmasına rağmen, 1973 seçimlerinden sonra sosyal demokrat parti olan CHP ile ortak olabilmek için sola dönüverdi.
Her zaman kaypak ve oynak politika sergilemenin hünerlerini sergiledi.
Politikasını halkı kandırma üzerine kurdu.
Bunu da 1995 seçimlerine kadar başarıyla sürdürdü ve bu seçimlerden birinci parti olarak çıkmayı becerdi.
* * *
Şevki Yılmaz gibi cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını Meclis'e sokan Erbakan, kendisi gibi Makyavelist bir politikacı olan Tansu Çiller'le ortak hükümet kurup rejimin başını beladan belaya soktu.
Ülke Refahyol denen ucubeden güç bela kurtuldu.
Sonra partisi kapatıldı, kendisi yasaklı oldu.
Şimdi politika dışında kalmanın hıncını ülkeden çıkarmaya çalışan bir ruh hali içinde olan bu zat, toplumun huzurunu bozmak için her türlü dolabı çeviriyor.
Seçimlerden önce küskünler olayı ile ülkeyi karıştırmak için günlerce akıl almaz planlar uygulamaya kalktı.
Robot milletvekilleri aracılığıyla sahneye koyduğu oyunlar tutmadı ve ülke planlandığı gibi seçime gitti.
Yaptıkları ayağına dolandı ve uzaktan kumanda ile yönettiği partisi seçimlerde büyük bir yenilgi aldı.
Partisinin milletvekili adayları belirlenirken, bugünleri düşünerek seytanca bir plana daha imza attı.
Türban olayını Meclis'e taşımak için Merve Kavakçı adlı genç kadını seçtirdi.
Huzura, birliğe en çok gereksinim duyduğumuz bir dönemde huzur bozmak için son numarası da bu oldu.
* * *
Ben, gazeteci olarak tahammül edemediğim için televizyon haberlerini izlememeye çalışıyorum.
Ama kanallar arasında gezerken zaman zaman haberlere zorunlu olarak takılıyorum.
Cuma akşamı izlediğim bir haber beni çok hüzünlendirdi.
Meclis'te partilere ait odalar belirlenirken kapılardaki CHP yazıları indiriliyordu.
CHP'ye ait olan mekánlar Meclis'e yeni giren MHP'ye veriliyordu.
Böylece cumhuriyet kurulduğundan bu yana ilk kez CHP'nin adı Meclis'ten siliniyordu.
Anlayacağınız, Atatürk'le başlayan, İnönü ile devam eden, Ecevit'le yeniden iktidara tırmanan ve Baykal'la dramatik sona sürüklenen CHP artık Meclis'te yok.
Pişman olup düvünsek de yok.
‘‘Oh iyi oldu, Baykal cezasını buldu’’ desek de...
Cuma gününden itibaren Meclis'te CHP'ye ait en ufak bir iz bile kalmadı.
Meclis'te şimdi artık Merve'ler var.
Paylaş