SEÇİMDEN sonra Gül ile Erdoğan aileleri arasında bir limonilik gözlemleniyordu.
AKP’liler Hayrünnisa Hanım’la Emine Hanım arasındaki soğukluğu "Kadın refleksinden kaynaklanıyor" diye yorumluyorlar.
Yani bu yorumla Emine Hanım’ın Hayrünnisa Hanım’ı kıskandığını veya ona öfke duyduğunu mu ima etmek istiyorlar bilemiyorum.
Kuşkusuz bunun payı var, ama tek neden bu olamaz.
Şunun için; Hayrünnisa Hanım cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Emine Hanım’ın arkasından yürüyen ve öteki bakan eşleri gibi ona "Hanımefendi" diye hitap eden bir bakan eşiydi.
Ama seçimden sonra "First Lady"liğe yükselmesi, Emine Hanım’a "Hanımefendi" yerine "Emine Hanım", Emine Hanım’ın da Hayrünnisa Hanım’a "Hanımefendi" diye hitap etme ve onun arkasından yürüme zorunluluğu getirince dengeler altüst oldu.
Bu durumun Emine Hanım’ı rahatsız etmiş olması doğaldır.
Benim anladığım kadarıyla "Kadın refleksinden kaynaklanıyor" değerlendirmesi bunu anlatmak istiyor.
* * *
AKP’lilerin bu değerlendirmesinde gerçek payı var.
Ama neden başka...
Çünkü TV görüntülerinden ve haberlerden anladığımız kadarıyla limonilik sadece Hayrünnisa Hanım’la Emine Hanım arasında değil.
Hatta Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın arası biraz daha fazla limoni.
Her ikisi de zorunlu olmadıkça bir araya gelmiyorlar.
Birlikte mutluluk fotoğrafları vermemeye özen gösteriyorlar.
Oysa Erdoğan Cumhurbaşkanı, Gül de Başbakan olsaydı...
O mutluluk fotoğrafları hemen her fırsatta karşımıza çıkardı.
* * *
Erdoğan Ailesi hem geleneksel yapı olarak, hem de inançlar açısından erkek egemen bir aile.
Evin reisi kayıtsız şartsız baba...
Bu tip aile yapısında eş ve çocuklar babanın sözünden dışarı çıkamaz.
Sakın bundan aile bireyleri arasında sevgi eksikliği olduğu anlaşılmasın.
Ailenin bütün bireyleri, aynı terbiye ile büyüdükleri için babaya olan bağlılık, sevgi ve saygı ile yüklüdür.
Bu tip ailelerde eşler ve çocuklar önemli konulardaki davranışlarını ancak babanın onayını alarak ayarlarlar.
O nedenle Emine Hanım, Hayrünnisa Hanım’a Tayyip Bey’in onayını almadan bir tavır içinde olamaz.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki limoniliğin nedenine gelince...
Erdoğan, seçimden sonra Gül’ün Cumhurbaşkanı olması için ikinci denemeye girmek istemedi, öteki partilerin de onaylayabileceği bir aday çıkarmayı düşündü.
Böyle bir isim, gerginliklerin ikinci kez yaşanmamasının da yolunu açabilirdi.
Bunun için 367 engelini öne sürerek Abdullah Gül’ü aday olmaması için ikna edebilirdi.
Ama o arada beklenmedik bir olay oldu.
Devlet Bahçeli Meclis’e gireceğini ve oy kullanacağını açıklayınca Tayyip Bey’in yapacağı bir şey kalmadı.
Abdullah Gül aday oldu ve cumhurbaşkanı seçildi.
İşte limonilik de o gün başladı.
O nedenle Çankaya ile Konut arasındaki limonilik, soğukluk veya küskünlük ne derseniz deyin, iktidar paylaşımının yarattığı bir öfkenin sonucudur.
Bu tüm insanlar için geçerli olan evrensel bir zaaftır.