Çağrışımlar

ÖNCE Kenya’nın bağımsızlık savaşçısı ve kurucusu Jomo Kenyatta’nın 1952 yılında söylediği ünlü sözünden başlayalım:

"Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı.

Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.

Gözümüzü açtığımızda ise bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı."

Kenya’da yaşananlar bugün Türkiye’de de yaşanmıyor mu?

* * *

Bir kış günü padişah, başveziri ile tebdil-i kıyafet gezmeye çıkmış. Dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam deri tabaklıyormuş. Padişah, ihtiyarı selamlamış:

"Selamünaleyküm ey pir-i fani..."

"Aleykümselam ey serdar-ı cihan..."

"Altılarda ne yaptın?"

"Altıya altı katmayınca, on ikiye yetmiyor..."

"Peki geceleri kalkmadın mı?"

"Kalktık... Lakin, ellere yaradı..."

"Bir kaz göndersem yolar mısın?"

"Hem de cıyaklatmadan..."

Dönüşte padişah, başvezire "Ne konuştuğumuzu anladın mı?" diye sormuş.

Başvezir anlamadığını söyleyince padişah kızmış: "Akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kellen gider."

Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hálá orada çalışıyor.

"Ne konuştunuz padişahla?"

Adam, başveziri şöyle bir süzmüş:

"Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim."

Başvezir, yüz altın vermiş, "Sen padişahı, serdar-ı cihan diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu?" demiş.

"Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemez."

"Peki, altıya altı katmayınca, on ikiye yetmiyor ne demek?"

Adam, bir yüz altın daha almış.

"Padişah, yazın çalışmadın mı ki kışın çalışıyorsun, diye sordu. Ben de yaz kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim."

"Geceleri kalkmadın mı ne demek?"

Adam bir yüz altın daha almış.

"Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim..."

"Bir de kaz gönderirsem yolar mısın dedi, o ne demek?"

Adam gülmüş:

"Onu da sen bul..."

Padişah insaflı adam! Vezirini yoksul dericiye soydurmuş. Türkiye’de zenginler, yoksulları soyuyor.

* * *

Doğumhaneden çıkan doktor, kapıda heyecan içinde bekleyen ihtiyara sormuş:

"İçeride doğum yapan bayan yakınınız mı?"

"Evet, eşim."

"Ama bayan 25 yaşlarında..."

"Tamam işte, eşim o. Niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım?"

"Yoo, aklıma dedem geldi. Kendisi av meraklısıydı. Ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. Bir gün yine av için hazırlanırken çıkmaması için ısrar ettik. Dinlemedi ve eline tüfek yerine baston alıp gitti. Ben de peşinden koştum. Ormanda bir geyik gördük. Dedem bastonu kaldırıp geyiğe ateş etti. Geyik vurulup yere düştü."

İhtiyar adam itiraz etmiş:

"Olur mu, geyiği başkası vurmuştur."

Doktor: "Ben de onu demeye çalışıyorum."

Türkiye’de kimler kimleri vuruyor belli değil.
Yazarın Tüm Yazıları