2007 bütçesi üzerinde son konuşmayı yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kürsüden şöyle bir cümle kullandı:
"Başörtüsü sadece kadınların saçlarını örtmeye yarar, eşlerin ayıplarını değil..."
Bu söz üzerine AKP sıralarında önce bir hareketlenme oldu, sonra da sıra kapaklarına vurmalar ve bağırmalar duyuldu.
AKP’li milletvekillerinin tepkileri giderek de arttı.
Bunun üzerine Deniz Baykal susup tepkilerin dinmesini bekledi.
Ama AKP’li milletvekilleri genel başkanlarına da hoş görünmek için tepki dozlarını giderek artırdılar.
Bunu fark eden Meclis başkanvekili, Baykal’dan son söylediği cümleyi düzeltmesini rica etti.
Baykal, "Benim sözlerimde bir yanlışlık yok, onun için düzeltilecek bir şey de yok" dedi.
Bunun üzerine başkan oturuma beş dakika ara vermek zorunda kaldı.
* * *
Baykal kürsüde bekledi.
Tayyip Erdoğan ile bakanlar genel kurul salonundan çıktılar.
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz, Başbakan’a gitti ve "Deniz Bey eşinizi kastetmedi. AKP milletvekilleri yanlış anladı. Zabıtlar incelenince durum açıklığa kavuşacak" dedi.
Gerçekten de başkan oturumu yeniden açınca Baykal’ın cümlesini incelediğini söyledi ve cümleyi okudu.
Baykal’ın Emine Hanım’ı kastetmediği, cümle soğukkanlılıkla dinlenince net bir şekilde anlaşılıyordu.
Bunun üzerine AKP’liler sakinleştiler.
Buna rağmen Baykal şu açıklamayı yapma gereğini duydu:
"Ben politika yaşamımda aileyi ve çocukları siyaset dışı tutmaya her zaman özen gösterdim.Sözlerim kimsenin eşine, hanımefendiye yönelik değildir."
Böylece olay kapanmış oldu.
Baykal’ın ve Erkan Mumcu’nun konuşmaları, özellikle iktidarın gırtlağına kadar yolsuzluğa battığına dair verdikleri örnekler ve yaptıkları ağır suçlamalar yenir yutulur gibi değildi.
İşin ilginç yanı Erdoğan bu suçlamalara yanıt da vermedi.
Bu iktidar bu yolsuzluk iddialarının altından zor kalkar.
* * *
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu dün Cumhuriyet’teki yazısında cumhurbaşkanı seçimleri konusuna uzun süre tartışılacak bir yorum getirdi.
Kanadoğlu ciddi bir hukukçudur. Yaptığı uyarı özetle şöyle:
Anayasa’nın 102’nci maddesi ilk iki turda cumhurbaşkanının TBMM’nin üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla seçilmesini öngörür.
Üçte iki çoğunluk yani 367 milletvekili TBMM’de hazır bulunmaz ve oy kullanmazsa cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmamış sayılır.
Kanadoğlu, birinci oylamada seçim sandığına en az 367 oyun atılmaması durumunda sonuç alınmış olmayacağını ve bu durumda ikinci oylamaya da geçilemeyeceğini vurguladı.
20 günlük süre içinde sonuç alınamazsa TBMM seçimlerinin yenilenmesi gerekiyor.
Kanadoğlu’nun yorumuna göre muhalefet seçime katılmazsa AKP’nin cumhurbaşkanı seçmesi olanaksız.
Eğer buna rağmen iktidar partisi seçimi sürdürürse Anayasa Mahkemesi seçimi iptal edebilir.
Kanadoğlu’nun bu ilginç yorumu cumhurbaşkanlığı seçimlerine yeni bir tartışma boyutu getiriyor.