Tufan Türenç: Bir dünya piyanisti

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Piyanosunun başına oturup tuşlarda gezinmeye başlayınca onun bir müzik dehası olarak doğduğunu hemen anlıyorsunuz.

Fazıl Say henüz 29 yaşında... Kendi çabasıyla bugün bir ‘‘dünya piyanisti’’ olarak beş kıtada kendini alkışlatıyor.

Bu müthiş adamı ENKA okullarının yeni yapılan nefis Oditoryum'unun (sanat etkinlikleri ve toplantı salonu) açılışında ilk kez dinledim.

Yine bir başka dehanın, müzikallerin ünlü bestecisi George Gershwin'in yapıtlarını seslendirdi.

Gershwin'in çok ünlü yapıtlarını değil, sanatçının hiç çalınmamış piyano parçalarını seslendirdi.

New York'taki bir konserinden sonra Gershwin'in yeğeni gelmiş, Fazıl Say'la tanışmış ve şöyle demiş:

‘‘Gershwin'in hiç çalınmamış çok güzel piyano parçaları var. Bu eşsiz yeteneğinizle onları seslendirirseniz müthiş olur.’’

Sonra ünlü bestecinin piyano parçalarının notalarını getirip vermiş.

Genç sanatçı, konserinin ilk bölümünde işte bu piyano parçalarının tümünü seslendirdi.

Sonra izleyenlere şu ilginç açıklamayı yaptı.

‘‘Gershwin'in piyano parçaları bu kadar (yaklaşık 45 dakika sürdü). Eğer Chopin'in tüm piyano parçalarını çalmaya kalkarsanız bu 24 saat sürer.’’

* * *

Fazıl Say, konserinin birinci bölümünü bitirince izleyicilere şaşırtıcı bir öneride bulundu:

‘‘Davetiyelerinizin altında bir bölüm var. Buraya aklınıza gelen konuyu yazın. Örneğin bir kişi, bir yapıt, bir olay, bir sosyal sorun...’’

Herkes aklına ne geldiyse yazıp kulise gönderdi.

Bunlardan 10 kadarını seçen Say ikinci bölümde bu konuları piyanosunda müziğe dönüştürdü.

Konular arasında trafik, yağmur, sessizlik, Uğur Mumcu vardı.

Hepsini doğaçlama olarak çalmaya başladı. Uğur Mumcu için o anda yarattığı müzik herkesi etkiledi.

Bir süreden beri konserlerinde denediği bu yöntemi şöyle anlattı:

‘‘Ben 4 yaşında piyanoya başladığımda hocam Mithat Fenmen günlük yaşamımda görüp etkilendiğim olayları her gün piyanoda çalmamı istedi. Ben de bunu yapmaya başladım. Bu yöntem bana müziği ve piyanoyu çok daha çabuk sevdirdi.’’

* * *

Fazıl Say aynı konseri ertesi gün de ENKA'nın ana ve ilkokul öğrencilerine verdi.

Bunu Şarık Tara istemiş, ‘‘Bir konser de bizim çocuklara verir misin?’’ demiş.

Fazıl Say büyük bir sevinçle bunu kabul etmiş ve tek şart ileri sürmüş: ‘‘Bu konser için hiçbir ücret kabul etmem.’’

Say, yılda birkaç kez bu konserleri tekrarlayarak eğitim, sanat ve sporun mükemmel bir şekilde entegre edildiği ENKA okullarına katkıda bulunmaya da karar vermiş.

Sanatçı bunu konserinde açıkladı, ‘‘Müzik eğitimi çocukluktan itibaren başlatılırsa bunun çok yararlı olacağına inanıyorum’’ dedi.

Oysa Fazıl Say'ın nefes almaya bile zamanı yok. Yılda yaklaşık 100 konser veren sanatçı şu anda dünyanın başta gelen 20 festivaline davetli.

Konser takvimi tamamen dolu olan Say beste çalışmaları için de zaman ayırmak zorunda.

Çünkü o sadece bir virtüöz değil, aynı zamanda bir besteci.

Yapıtları arasında bulunan piyano konçertoları bugün birçok tanınmış orkestranın repertuarına girmiş durumda. Birçoğu da bu orkestralar tarafından sürekli seslendiriliyor.

CD'leri bütün dünyada büyük ilgi görüyor ve liste başı oluyor.

O artık bir dünya sanatçısı. Bir Türk olarak onunla gurur duyuyor insan.



Yazarın Tüm Yazıları