Bir akşamüstü Münip Utandı ile Avrupa’dan Asya’ya

GAZETEDEN Fenerbahçe Burnu’ndaki Faruk Ilgaz tesislerine gidebilmek için tam bir saat kırk beş dakika arabayla yolculuk etmem gerekti.

İstanbul’un bıktıran trafiği TEM’e çıkar çıkmaz tıkandı.

İstoç’un önünde bir kaza olmuş. Adım adım ilerleyip sorunlu bölgeyi geçtikten sonra yol açıldı.

Okmeydanı kavşağına kadar da durmadan gittik. Oradan itibaren trafik yine yavaşladı.

Zaman zaman da durarak yolun açılmasını bekledik.

Fatih Köprüsü gişelerine yaklaştığımızda tam bir kilitlenme oldu ve facia başladı.

Trafik o kadar karmaşık halde ki, bütün araçlar bir adım öne geçebilmek için birbirinin üzerine çıkıyor.

Gişelerden geçtikten sonra yirmi şeritteki araçlar köprüye girebilmek için dört şeride inmek zorundalar.

Durum tam çorba... Kimsenin kimseye yol vermeye niyeti yok.

Hem şoför hem ben, sinir içindeyiz.

* * *

Allah’tan CD çalarda Münir Utandı’nın son CD’si "Fikrimin İnce Gülü" çalıyor.

Usta yorumcu o kadar güzel okuyor ki...

"Ah" diyorum kendi kendime, "Atatürk yaşasaydı kim bilir ne büyük zevkle dinlerdi..."

Rakısı, tespihi ve sigarası ile Ahmet Rasim Bey’in "Bir gönülde iki sevda sonu bilmem ne olur" muhayyer şarkısı kim bilir onu nasıl keyiflendirirdi?

Neyse trafik yürümeye başladı. Adım adım köprüye yanaşıyoruz. Hele geçelim sonrası Allah kerim.

Refik Fersan’ın acemkürdi şarkısı "Rüzgar uyumuş ay dalıyor"la Utandı insanı alıp başka álemlere götürüyor.

Arkasından Muallim İsmail Hakkı Bey’in yine acemkürdi şarkısı "Fikrimin İnce Gülü" geliyor.

Ayağa kalkan sinirlerim yatışıyor...

Artık Asya’dayız.

Gazeteden ayrılalı kırk beş dakika oldu. Daha önümüzde uzun bir yol var.

E-5 kavşağına gelmeden trafikten kurtulmak için sağa sapıyoruz. Aralardan bir yerlerden Göztepe’ye çıkacağız.

Başka çare yok. Belki üç beş dakika kazanırız diye mahalle aralarına dalıyoruz.

* * *

Kemani Serkis Efendi’nin nihavent bestesi "Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime..."

Yemin ederim Atatürk rakısını yudumlarken Münip Utandı’yı dinleseydi çok beğenir, "Aferin çocuk, aferin..." derdi.

Yine yemin ederim ki zaman zaman da ona katılırdı.

Neyse E-5’e çıkmayı başardık. Trafik biraz nefes alır gibi oldu. Fenerbahçe Stadı’na giden yola girdik.

Rüşdü Saracoğlu Stadı’nı geçtik...

Oh dünya varmış... Artık beş on dakika sonra Faruk Ilgaz tesislerinde oluruz.

Münip Utandı da son şarkısını söylüyor: Tanburi Faize Hanım’ın nihavent şarkısı "Kız sen geldin Çerkeş’den..."

Şimdi tesislerin önündeyiz.

Saate bakıyorum, tam bir saat kırk beş dakika olmuş gazeteden çıkalı.

"Ağzına sağlık Münip Utandı... Hem beni mutlu ettin, hem de benim hayalimde Atatürk’ün ruhunu..."
Yazarın Tüm Yazıları