JOHAN Wilhelm Snelman (1806-1881) bir filozoftu. Yaşamı boyunca ülkesinin kalkınması için çırpınıp durdu.
O ve onun oluşturduğu halk öğretmenleri ordusu, "bataklıklar ülkesi" olan Finlandiya’yı "beyaz zambaklar ülkesi"ne dönüştürmeyi başardı.
Snelman, askerlerden, öğretmenlerden, din adamlarından, doktorlardan ve işadamlarından oluşan gönüllüler ordusuyla ülkesinin yoksulluktan kurtarılmasının, ekonomik, politik ve kültürel açıdan mükemmel bir hale getirilmesinin öncülüğünü yaptı.
Snelman bu kutsal savaşı başlatırken aydınlara şöyle sesleniyordu:
"Aydın olmak, modaya uygun kıyafetler giymek veya kolalı yakalık ve modern şapka takmak demek değildir.
Halk size, akşamları káğıt ve domino oynamanız için okutup terbiye vermedi.
Bu durumda siz aydın değil de, küflenmiş aydın oluyorsunuz.
Siz halkın aklını, iradesini, enerjisini ve vicdanını uyandırmalısınız.
Köylüyü, işçiyi, toplumun alt tabakalarını nasıl iyi yaşanır, nasıl iyi yaşam koşulları yaratılır diye eğitmek zorundasınız.
Halka, hayatın değerlerini anlamayı ve onu korumayı öğretin.
Mutlu bir aile hayatı nasıl kurulur, onu öğretin.
Erkeğin kadına, kadının erkeğe nasıl davranacaklarını ve çocuklarının nasıl eğitileceğini öğretin.
Halkı doğruluğa, düzene, disipline alıştırın.
Halkın vicdan duygusunu geliştirin.Kendilerinin ve başkalarının haklarına saygı duymalarını öğretin.
Halka örnek olun, onlara eğitmen olduğunuzu gösterin.
Göreviniz onları eğitmektir.Onları büyük, kültürlü halkların ailesine sokmaktır.
Unutmayınız ki, halkın cehaleti, kabalığı, sarhoşluğu, hastalıkları, fakirliği sizin ayıbınızdır."
* *Ê *
Snelman, halkın aydınlanmasıyla uğraşanlara şu örneği veriyordu:
"Küçük kenevir liflerini alıp ince iplikler örerler.Sonra bu ipliklerden birkaç tanesini birlikte büküp kalın ipler yaparlar.Birkaç kalın ipi büküp halat haline getirirler. Ve bu halatlar kocaman okyanus gemilerini rıhtımlara bağlayacak kadar sağlam olur.
Biz de dağınık iyi niyetlerimizi bir araya getirip birleştirmek zorundayız. Bu şekilde halkımızın aydınlanmasını sağlayabiliriz."
* *Ê *
Snelman, papazlara da şöyle sesleniyor.
"Halkımızın gerçek koruyucusu olun.Papazlar kilise memurları değildir.Sizin göreviniz sadece ayinler yapıp dini görevinizi yerine getirmek değildir.
Peygamberler öncelikle halka temiz, iyi ve adil bir yaşam öğretiyorlardı.İnsanlardaki vicdan duygusunu uyandırıyorlardı.İçlerindeki başkalarına olan sevgiyi uyandırıyorlardı.Nasıl iyilik yapabileceklerini öğretiyorlardı.
Siz de sanki İsa Peygamber Finlandiya’ya gelmiş gibi, onun gibi konuşun.
Değerli din adamları, Fin halkı adına gözlerimde yaşlarla size yalvarıyorum.Üzerinizdeki ölü toprağını temizleyin ve halka bu gerçeği anlamayı öğretin."
NOT: Bu yazı Grigoriy Petrov’un Koridor Yayınları’ndan çıkan "Beyaz Zambaklar Ülkesinde" adlı kitabından alınmıştır.