Bıçak sırtında dans

ÖNCE bir gerçeği açık açık ortaya koyalım:"Abdullah Gül veya onun çizgisindeki bir kişi cumhurbaşkanı olursa bu, rejimi ayakta tutan dengeleri olumsuz etkiler.

Devletteki uyum bozulur.

Kurumlar arasındaki kavgalar, çekişmeler ülkenin gündemini doldurur.

İstikrar bozulur, pamuk ipliğine bağlı olan ekonomi bundan olumsuz bir şekilde etkilenebilir vs..."

Bütün bunlar Abdullah Gül ve onun çizgisindeki bir insanın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda kaçınılmaz hale gelir.

Onun için ben böyle çizgide bir insanın cumhurbaşkanı seçilmesine karşıyım.

Ancak dürüst olarak şunu da belirtmek zorundayım:

"Bütün dolaylı telkinlere, verilen mesajlara ve ihsaslara rağmen Abdullah Gül’ün adaylıkta ısrar etmesinde haklı olduğuna inanıyorum."

Çünkü Abdullah Gül kendi isteğiyle aday olmadı.

Erdoğan tarafından áláyıvalayla aday yapıldı.

Bugün cumhurbaşkanlığına aday olamamak, Abdullah Gül açısından bir onur sorunu haline gelmiştir.

* * *

Soruna Tayyip Erdoğan açısından bakarsak, Başbakan ve çevresinde ciddi bir tereddüt görmekteyiz.

Başbakan, Çankaya’ya başını ağrıtmayacak bir ismin çıkmasını istiyor.

Ama tavrını açık açık ortaya koymuyor.

Ya ne yapıyor? Abdullah Gül’e adaylıktan çekilmesi için imalarda bulunuyor.

Siyasi danışmanına, Abdullah Gül’den yana ağırlık koyan ama arada kontra vuran Yeni Şafak’ta şöyle bir yazı yazdırıyor:

"Seçimin ana mesajı istikrar ise istikrarı bozacak, hükümetin 5 yılını yeni krizlerle sıkıntıya sokacak bir siyasal atmosfer, seçimde verilen oyların ruhuna ters olmaz mı?"

Bundan daha açık şekilde bir insana "Sen aday olma" denilebilir mi?

Kuşkusuz denemez... Hoş ertesi gün aynı danışman yazısının yanlış yorumlandığını yazıyor ama bu usulen yapılan bir düzeltme...

Bütün bunlar Başbakan’ın da Abdullah Gül’ün adaylığından kaygılı olduğunu ortaya koyuyor.

Ama aynı Başbakan şunları da söylüyor:

"Milletimizin iradesini bir kenara koyamayız. Millet bu istikamette bizden hareket etmemizi istiyor."

Strateji hem nalına, hem mıhına bir tutumla götürülüyor.

Bu ilginç gelişmeler içinde Türkiye gibi AKP de Gül’ü isteyenler, istemeyenler diye ikiye bölündü.

Gül’cülere göre AKP tabanı Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinden yana.

Karşı olanlara göre ise, böyle bir değerlendirme gerçekçi değil.

Onlar, "Seçimde halk Gül cumhurbaşkanı seçtirilmedi diye değil, istikrarı AKP’de gördüğü için oy verdi" diyorlar.

Dinci gazeteler de ikiye bölünmüş durumda.

Kimisi Gül diyor, kimisi Gül olmasın diyor. Kimisi de ortada duruyor.

* * *

Başbakan Erdoğan’ın işi zor.

Ama Başbakan bu noktaya kendi stratejisi nedeniyle geldi.

Gül’ü aday göstermese hem tabanının bir bölümünü hüsrana uğratacak, hem de bir vefasızlık göstermiş gibi bir hava doğacak.

Gösterse bu kez önündeki 5 yılda birçok sorunla başı ağrıyacak.

Oysa Tayyip Bey’in planı başka...

Tayyip Bey’in seçimi, değiştirilecek Anayasa ile yetkileri budanmış bir cumhurbaşkanlığına razı olabilecek bir kişinin Çankaya’ya çıkarılması.

Hangi tarafın dediği olacak dersiniz?

Çok değil birkaç gün içinde bıçak sırtında dans sona erer.
Yazarın Tüm Yazıları