Paylaş
AKP’liler birdenbire tam kadro asker yanlısı kesiliverdiler.
“Vay efendim şerefli Türk ordusuna nasıl ‘kâğıttan kaplan’ dermiş.”
Batum hemen istifa etmeliymiş filan...
Vay canına meğer AKP’liler askeri ne kadar seviyorlarmış.
İyi güzel de AKP’liler Silahlı Kuvvetler’e sahip çıkma sorumluluğunu Balyoz davasındaki tutuklamalarda niye göstermediler?
Balyoz davasında yargılananlar üçüncü kez tutuklandılar.
Bir hukuk devletinde rastlanmayacak bir durum.
Tutuklama gerekçesi, sanıkların delil karartma ve yurtdışına kaçma ihtimali.
İyi güzel de ortada karartılacak delil yok ki...
Yurtdışına kaçmayı bırakın, tutuklama kararından sonra yurtdışında olanlar bile apar topar gelip teslim oldu.
“Kaçabilirler” denilen insanlar Avrupa’dan gelip Silivri’ye gittiler.
Demek ki yurtdışına kaçma da söz konusu değil.
Merak ediyorum, acaba tutuklama kararı isteyen savcılar, tutuklama kararı veren yargıçlar vicdanen rahatlar mı?
Hukuk devletinden yana olan insanların vicdanlarının hiç de rahat olmadığını biliyorlar mı?
* * *
Türkiye’de yargının tükendiğine inananlar giderek artıyor.
Geçen gün Uludağ’dan bir otel sahibi aradı.
Başı belaya girmesin diye adını vermiyorum.
Dertliydi:
“Tayyip Bey Uludağ’ı helikopterden görmüş ve bu oteller yıkılsın demiş. Belgelerimiz iptal edildi.”
“Kaç otel için bu karar verildi?”
“Tam 18 otel...”
Hepimizin isimlerini bildiğimiz oteller. Taa öğrenciyken gittiğimiz Beceren, Fahri de var aralarında.
Otel sahibi şöyle sürdürüyor konuşmasını:
“Bu otellerde 5 bin yatak var. Binlerce insan çalışıyor.”
“Peki size bir tazminat filan ödüyorlar mı?”
“Yok efendim. Tazminat, mazminat yok. Yıkıp gideceğiz.”
“Mahkemeye başvuracaksınız herhalde...”
Otel sahibi çıkışır gibi sesini yükseltti:
“Hangi mahkemeye başvuracaksınız beyefendi? Başvursanız ne olacak?”
Sustum.
* * *
Gelelim Odatv’nin başına inen balyoza...
Soner Yalçın ile sitenin muhalefet yaptığını sanırım Türkiye’de bilmeyen yoktur.
Ben Soner’in başına bir çorap örüleceğini tahmin ediyordum. Eminim o da ediyordu.
Önceki gün haber geldiğinde arkadaşlara “Geç bile kaldılar” dedim.
Gümüşsuyu’ndaki Odatv tam 22.5 saat aranmış.
Polis ne bulduysa almış olmalı ki, koli koli malzeme toplayıp götürmüş.
Soner ve 3 arkadaşına yöneltilen suçlama malum:
“Terör örgütüne yardım ve yataklık, halkı kin ve düşmanlığa tahrik...”
Hemen her gözaltına alınan muhalife savcıların yaptığı değişmez suçlama.
İnsan toplama çarkı giderek hızlanıyor.
Korku toplumu tavan yapıyor.
“Bizim siyasetimizde korku yok, korkutmak yok... Bizim siyasetimizde başkalarının yaşam tarzına müdahale, yasaklama, kısıtlama yok. İstismar, kutsal değerleri, hassasiyetleri siyasete alet etmek yok...”
Bu sözler ise Başbakan Erdoğan’a ait.
Takdirlerinize sunulur.
Paylaş