Anlayamadıklarım

BİZ Türk medyası olarak, terör olaylarında olsun, felaketlerde olsun ceset fotoğrafları kullanmama konusunda bir ilke kararı oluşturamadık.

Her olaydan sonra aramızda bunu konuşuruz ama gazeteler, televizyonlar bir araya gelip bu konuda bir karar alamazlar.

Batı medyası bunu uyguluyor ve bu tip olaylarda toplumsal morali olumsuz etkileyecek ceset fotoğraflarını kullanmıyor.

Türkiye’de ne yazık ki her konuda görülen ayrışma o kadar derin ki, gazete ve televizyonlar bu insani konuda bile anlaşamıyorlar.

Örneğin Amerikan medyası 11 Eylül olaylarında bir tek ceset fotoğrafı kullanmadı.

Bizde ise sokak ortasına serilmiş gepegenç insanların kan revan içindeki cesetleri TV ekranlarını ve gazete sayfalarını dolduruyor.

Bu görüntüler kanlı olayların toplumda yarattığı travmayı inanılmaz bir şekilde büyütüyor.

Bir gün Türk medyasının bu ilkel anlayıştan kurtulacağı konusunda da pek iyimser değilim.

Baksanıza bir dinci gazete saldırıyı Ergenekoncuların yaptığını ileri sürecek kadar pusulayı şaşırdı.

Bir başkası da Amerikan Başkonsolosluğu’nun altında Boğaz’a uzanan bir su tüneli olduğunu, Amerikalıların bir tehlike anında bu tünelden kaçacaklarını yazdı.

Bu kafalarla önemli bir ilke kararında nasıl buluşacaksınız?

* * *

Toplumdaki ayrışmadan söz edince aklıma Bülent Arınç’ın her zaman olduğu gibi o eşsiz mantığıyla döktürdüğü sözleri geldi.

Arınç, Baykal’a kızmış.

CHP liderinin Ergenekon soruşturmasında hukuk devletine uymayan uygulamalar yapıldığı için eleştirilerde bulunmasını kınıyor.

Baykal’ın "Başbakan savcı gibi konuşuyor. O savcı ise ben de Ergenekon’un avukatıyım" sözleri için "Cinnet geçirme halidir" diyor.

Arınç’ın eşsiz mantığına göre Ergenekon davasındaki sanıklar suçludur. Onları savunmak cinnettir.

Ama Arınç’ın o eşsiz mantığı kendi partisinin davasına gelince tam tersine işliyor.

Bu kez kendisi avukat oluyor.

"Hukuk çıldırmamışsa böyle bir iddianameyle parti kapatmak mümkün olmaz" diyor.

Yani yıllarca avukatlık yapmış olan Arınç Ergenekon soruşturmasının sanıklarının yargılanmaya bile gerek görmeden mahkûm edilmesinden yana oluyor.

Kendi partisinin ise yine yargılanmaya gerek kalmadan aklanmasını istiyor.

Arınç’a hukuk diploması veren hocalar eğer sağ iseler sanırım başlarını eğiyorlardır. Rahmetli olmuşlarsa yattıkları yerde kemikleri sızlıyordur.

* * *

Çankaya’nın partilerüstü olma gelenek ve kuralını cumhurbaşkanı seçildiğinden bu yana sürekli çiğneyen Gül’ün, emekli Orgeneral Özkök’le görüşme nedenini de anlayamadım.

Neden Özkök?

Kendisinin anayasal görevini yapmadığını ima ettiği için mi?

Eski genelkurmay başkanı söyleyeceklerini gazetecilere söyledi.

Devletin kurumları arasındaki uyumu sağlamanın cumhurbaşkanının anayasal görevi olduğunu anımsattı.

Bunun dışında cumhurbaşkanına ne söyleyecek?

Cumhurbaşkanı, bu konuşmalar sonunda partilerüstü görevini yapması gerektiğini anımsarsa bu yararlı olur.

Ama ben o koltuğa AKP tarafından seçilen Gül’ün bunu yapabileceğine inanmıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları