VEFASIZ bir toplumuz. Nedense ruhlarımız değerbilirlikle değil, kıskançlıklarla dolu.
O nedenle seyrek de olsa yaşanan vefa gösterileri ister istemez insanı etkiliyor.
Bu nedenle geçtiğimiz salı günü, Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nda yapılan mütevazı tören katılanları duygulandırdı.
Şimdi bu töreni ve bu törende ödül verilen sanatçıyı anlatmak istiyorum.
Mete Uğur...
Türk operasının devlerinden biri. Mete Uğur’un meslekte 47’nci yılı.
Sanatçının opera tutkusu taa çocukluk yaşlarında başlamış. İlk öğretmeni de annesi.
Liseyi bitirdikten sonra şan ve müzik eğitimine Muhsin Ertuğrul tarafından açılan İstanbul Devlet Operası Stüdyosu’nda başlamış.
Yıl 1960...
Mete Uğur Malatya’da yedek subay... Bir akşam radyodan İstanbul Şehir Operası’nın açıldığını duymuş.
Aynı akşam annesi arayıp Aydın Gün’ün kendisiyle görüşmek istediğini bildirmiş.
Mete Uğur uçarak İstanbul’a gelmiş ve Aydın Gün’ün huzuruna çıkmış.
Aydın Gün heyecandan eli ayağı titreyen bu genci dinlemiş ve kendisine sonucu bildireceğini söylemiş.
* * *
Çok geçmeden Aydın Gün kendisini çağırıp, yepyeni bir Madam Butterfly partisyonu vermiş ve "Sharpless rolünü çalış, sen oynayacaksın" demiş.
Mete Uğur iki hafta içinde partiyi yutmuş.
Opera başlamış ve Mete Uğur adındaki bu gepegenç adam kazandığı başarıyla sanat dünyasını birbirine katmış.
Üstelik sahneyi paylaştığı uluslararası sanatçı ünlü Leyla Gencer’in karşısında kazanmış bu başarıyı.
Sahneye çıkış o çıkış. Roller birbirini kovalamış.
Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce defa sahneye çıkan ünlü sanatçı 24 operada başrol oynamış, sayısız konserler vermiş.
1991’de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı" unvanına layık görülmüş.
47 yıl sahnede kalmak sanatçıyı hiç yormamış, tersine hep mutlu etmiş.
Çünkü o opera için yaratılmış bir insan.
* * *
Ödül töreninde yaptığı kısa ama anlamlı konuşmada şöyle dedi Mete Uğur:
"Bugün kendine bir meslek seç deseler hiç düşünmeden yine operayı seçerdim. Zaman zaman opera sanatının Müslüman mahallesinde salyangoz satmakla eşdeğer olduğunu bile bile seçerdim."
Konservatuvarın müdürü opera sanatçısı Prof. Dr. Mesut İktu, Mete Uğur’a ödülü verirken yaptığı vefa ve duygu dolu konuşmasında şunları söyledi:
"Mete Uğur operanın efsane adamıdır. Türk operasına büyük katkıları olmuştur. Ben genç bir stajyer şancıyken onunla tanıştığım gün heyecandan her tarafımın tir tir titrediğini anımsarım. Sonraki yıllarda onunla aynı sahneyi paylaşmak onuruna kavuştum. Hepimiz opera konusunda ondan çok şeyler öğredik. Hep onu örnek aldık."
Bu mütevazı ama anlamlı törene Kültür Bakanlığı’ndan, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nden kimse katılmadı.
Olsun hiç önemli değil.
Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı Müdürü Prof. Mesut İktu ile öğretim üyelerinin gösterdiği vefa hepsine yeter.
Hele töreni saygı ve heyecanla izleyen pırıl pırıl opera öğrencileri...