Yargıcın koruyucu bir duvarla çevrilmesi gerekir.Bugün Türkiye’deki duruşmalara bakarsak böyle bir duvarın ne kadar geçerli olduğu tartışılır."
Bu sözler, Basın Konseyi Genel Kurulu’nda konuşan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıcı, emekli büyükelçi Rıza Türmen’e ait.
Türmen, "Hukuk Açısından Türkiye’ye Genel Bakış" başlığı altındaki konuşmasında, AKP iktidarı döneminde zedelenen yargı bağımsızlığı ile polis baskısı konusunda demokrasi açısından düşündürücü örnekler verdi.
Örnek 1:
Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın eşine ait olan ve kentin gelişme bölgesindeki Süleyman Demirel Bulvarı’nda 11 dönüm arazide yapılan imar düzenlemesi kararı üzerine İçişleri Bakanlığı müfettişleri soruşturma açtı.
O sırada Durak AKP’li olduğu için bakanlık yargılanma izni vermedi.
Durak, MHP’ye geçince bakanlıktan anında izin çıktı.
Örnek 2:
Başbakan Erdoğan, Avustralya SBS Radyosu’nda Abdullah Öcalan’a "sayın", şehit askerlere de "kelle" dediği iddiasıyla, şehit ailelerince açılan manevi tazminat davasında 3 kuruş ödemeye mahkûm oldu.
Bu karar Başbakan’ı çok kızdırdı. Bu öfkesini grupta şöyle dile getirdi:
"Ben, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’yım.Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı.Neymiş, birisine ben ’sayın’ demişim ve bundan dolayı açılan dava da ne biliyor musunuz?3 kuruşluk manevi tazminat davası..."
Bu konuşma üzerine Adalet Bakanlığı hemen harekete geçti ve kararı veren Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Yargıcı Sevgi Övüç hakkında "görevi ihmal" suçunu işlediği iddiasıyla dava açtırdı.
Örnek 3:
Polis, Giresun’a giden Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’i bazı kişilerin protesto edeceği duyumları aldı.
Ekipler, Cemil Çiçek’e protesto girişiminde bulunacakları gerekçesiyle Halkevi’nde saz kursu veren Müslüm Karabulut ile 3 öğrenciyi gözaltına aldı.
Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Müslüm Karabulut ile Çocuk Şubesi’nde tutulan 3 öğrenci, Bakan Çiçek’in Giresun’dan ayrılmasının ardından akşam saatlerinde serbest bırakıldı.
Örnek 4:
Erdoğan, 2006’daki Mersin gezisinde, "Çiftçinin hali ne olacak?Anamız ağladı.Hangi yüzle geliyorsun buraya?" diye bağıran çiftçi Mustafa Kemal Öncel’i fena azarlamış, "Artistlik yapma.Ananı da al git" demişti.
Başbakan’ın bu öfkesi üzerine Öncel’e bir sürü dava açılmıştı.
Seçimden önce Başbakan’ın Mersin’e gideceği günden bir gece önce polis, Öncel’in Mezitli’deki evini kuşattı.
Sabah olunca polis, Öncel’i gözaltına aldı.
Polis, "Gözaltı değil, ifadesi alınmak üzere" açıklaması yaptı.
Örnek 5:
Dokunulmazlık nedeniyle milletvekillerine dokunulamadığı için Meclis’teki suç dosyaları kabardıkça kabardı.
AKP’nin bu konudaki engellemelerini protesto eden CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis Başkanlığı’na başvurdu.
Ama AKP sıra kendilerine geleceği endişesiyle bunu engelledi.