HUKUK devleti konusunda Türkiye’nin ne hale getirildiğini vatandaşların anlaması için Silivri duruşmalarının televizyondan naklen yayınlanması gerekir.
Siyasi iktidar buna izin verse hukuk devletinin bütün cilalarının döküleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Silivri’ye gidip, duruşmaları izleyebilen vatandaşlar bunu çok açık olarak görebiliyorlar. Hukukun bittiğine, yargılanan insanların adalet bulamadıklarına hüzün duyarak tanık oluyorlar. Cuma günkü 2. Ergenekon davası duruşmasında tam Aziz Nesin’lik bir olay yaşandı. Tutuklu sanıklardan Teğmen Mehmet Ali Çelebi savunmasını yaparken şöyle dedi: “Bizi Çanakkale’de yenemediler, Sarıkamış’ta yok edemediler, Kurtuluş Savaşı’nda da yenemediler. Şimdi bizi üfleyerek yok etmeye çalışıyorlar. Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Işığımız O.” Teğmenin bu sözleri alkışlandı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün salondakilere “Lütfen mahkemeyi başka tedbirler almaya zorlamayın. Alkışı dışardan değil, içinizden yapın” uyarısında bulundu. İster gülün, ister ağlayın. İsterseniz ikisini birden yapın. * * * Bir başka vahim, hem de çok vahim bir gelişme de Mustafa Balbay’la ilgili. Meslektaşımız hiçbir geçerli delil olmaksızın, terör örgütü üyeliğinden ve darbecilikten yargılanıyor. Arkadaşımız tam iki yıldır haksız yere, hukuk çiğnenerek tutuklu bulunduğunu anlatmaya çalışıyor. Defalarca yaptığı tahliye talepleri ise hep ikiye bir reddediliyor. Delilleri karartamayacağı gibi kaçma olasılığının bulunmadığı bilindiği halde hukuka aykırı olarak cezaevinde tutuluyor. Çağdaş hukuk anlayışına aykırı olarak tutukluluk hali cezaya dönüştürülüyor. Ama Mustafa ve avukatları ne yaparlarsa yapsınlar adalet bulamıyorlar. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak zorunda kaldılar. Acaba Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki Türk Yargıç Işıl Karakaş başvuruya karşı Türkiye’yi nasıl savunacak? Mustafa gibi yurtsever bir insanın ülkesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etmesi ne kadar acı bir olay. Biliyorum ki, Mustafa bu başvuruyu yaparken kahrolmuştur. * * * Bakın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye ne duruma düşürülüyor. Işıl Karakaş’ın açıklamasına göre son bir yıl içinde yargılama süresinin ve tutukluluğun uzunluğu davalarının sayısında büyük artış oldu. Karakaş şöyle diyor: “Geçen yıldan bu yana dava sayısında yüzde 34 artış var. Bu çok büyük bir artış. Yani yılda dava sayısı 4 bin iken 6 bin 500 oldu.” Karakaş sözlerini şöyle sürdürüyor: “En çok başvuru yapılan ülke Rusya, sonra Türkiye, daha sonra da Romanya. Ben şahsen Türkiye’nin 2. olmasını üzüntüyle karşılıyorum. Bu durumu esef verici buluyorum. Şu anda Türkiye için bekleyen 18 bin 500 dava var.” Karakaş bu açıklamayı 3 ay önce yapmıştı. Büyük olasılıkla bu sayı 20 bini bulmuştur, belki de geçmiştir. İşte AKP’nin Türkiye’ye getirdiği “ileri demokrasi!” Hepimize mübarek olsun.