ÇANKAYA’daki resepsiyona davet edilmediğim için Cumhurbaşkanı Gül’e teşekkür ederim.
Kendileri, bendenizi Cumhurbaşkanı’nın çağrısına uymamak gibi bir nezaketsizlik yapmaktan kurtardılar.
Çünkü çağrılsaydım Çankaya’ya gitmeyecektim.
Bunun nedeni, Abdullah Gül’le herhangi bir kişisel sorunum olduğu için değil.
Ben Gül’ün siyasi çizgisine ve dünya görüşüne sahip bir insanın, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmasına karşıyım.
Tarafsız, partilerüstü, toplumun her kesiminin içine sindireceği birinin seçilmesi, ülkenin içinde bulunduğu hassas durum nedeniyle gerekliydi.
Onun için Gül’ün seçilmemesini istedim.
* * *
Ayrıca Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanlığı’nın da başarısız olduğuna inanıyorum.
Çankaya’da tarafsız olamayacağını biliyorum.
"70 milyonu kucaklayacağım" diye verdiği sözleri tutamayacağına da adım gibi eminim.
İşte attığı ilk adım...
Ne yazık ki, benim kendisi hakkındaki olumsuz düşüncelerimi haklı çıkardı.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne AKP’nin siyasi çizgisindeki Kültür Bakanlığı Müsteşarı Mustafa İsen’i getirmesi, uyması gereken partilerüstü konumla çelişir.
Mustafa İsen son seçimlerde AKP’den aday olmak için başvurmuş ama listelere girememiş ve görevine geri dönmüş bir kişidir.
Böyle bir insanın Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği görevini tarafsız yürütmesi beklenebilir mi?
Mustafa İsen’in bir kültür ve sanat adamı olması, bu durumu kurtarmaz.
* * *
Mustafa İsen, Abdullah Gül kabinesinin Kültür Bakanı Hüseyin Çelik tarafından bu göreve getirildi.
Kendisi imam hatip kökenlidir. Tarikatçı olduğu biliniyor.
Siyasi çizgisi yüzde yüz AKP anlayışı ve dünya görüşü doğrultusundadır.
Son seçimde bu partiden aday adayı oldu.
Ben sanat etkinliklerini izlemeye çalışan bir insanım.
Kültür Bakanlığı Müsteşarı’yla bir kez bile herhangi bir kültür ve sanat etkinliğinde karşılaşmadım.
Müsteşar Bey’in bir kez Atatürk Kültür Merkezi’ndeki bir bale gösterisine geldiğini, onu da dans sürerken yarıda bırakıp çıktığını duydum.
Bunu yazdım ve kınadım.
Beni telefonla aradı. Ankara uçağına yetişmesi gerektiği için gösteriden ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
Müsteşar Bey’in ileri sürdüğü gerekçe, bana göre özrü kabahatinden büyük cinstendi.
Onun için bir şey söylemeye gerek görmedim.
Neyse bu atama ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olsun.
* * *
Abdullah Bey yumuşak, hoşgörülü görünmeyi başaran bir insan.
Ama bugüne kadar siyasi çizgisinde bir yumuşama ve değişim olmadı.
O uyumlu görünümünün altında kafasına koyduğunu yapan bir karaktere sahip.
Bu karakterle Çankaya’ya çıktı.
Orada siyasi çizgisini ve dünya görüşünü değiştirmez.
Onun için özde değil, olsa olsa sözde tarafsız olabilir.