Paylaş
Unutmayalım, Türk futbolcuları oynamaları gerektiği gibi oynadıkları için kazandılar.
Bosna Hersek’i de oynamaları gerektiği gibi oynarlarsa yeneceklerini vurgulayalım.
Eğer Türk futbolcusunun övgülerden sarhoş olup gevşeme alışkanlığı tutarsa yine heveslerimiz kursaklarımızda kalır.
Türk futbolunun dünya düzeyini yakalayabilmesi için futbolcularımızın günümüz futbolunda kazanmanın tek koşulunun koşmak, savaşmak, sistemden ve oyun disiplininden kopmamak ve yetilerini kullanmak olduğunu öğrenmesi gerekir.
Aksi takdirde bugüne kadar yaşadığımız gibi inişler çıkışlar içinde debelenip durur futbolumuz.
* * *
Norveç maçı "olmak veya olmamak" sorunuydu.
Kazanarak "olmamayı" geride bıraktık.
Ama "olmayı" yaratmamız için Bosna Hersek’i yenmek zorundayız.
O nedenle hepimiz hamaseti bir yana bırakarak, milli takımı pozitif etkilememiz gerekiyor.
Norveç’te oyuna yanlış başladık.
Futbolcular Fatih Terim’in verdiği taktiği uygulayamadılar.
Uzun adamları ve teknik gücü fazla olan Norveç’e karşı topu yere indirmemiz gerekiyordu.
Golü yiyene kadar bunu yapamadık ve rakibin işini kolaylaştırdık.
Onların uyguladıkları sistem topu havadan ceza sahamız içine indirmek, uzun adamlarıyla da gol yaratmaya dayanıyordu.
13. dakikada bunu da başardılar.
Liverpool’da oynayan Risse’nin uzun taç atışı 18 içine süzüle süzüle indi.
Hagen’le buluştu. Onun elini kolunu sallayarak vurduğu röveşata ağlarımıza takıldı.
* * *
Doğrusu bu golden sonra oyunu çevireceğimizi hiç düşünemedim.
Ama inanılmaz bir olay oldu.
Bizim takıma sanki sihirli bir değnek değdi.
Topu yere indirdik ve akıllıca döndürmeye başladık.
Buna başladığımız anda Norveç’in tek bildiği sistem işlemez hale geldi.
Baskı kurma üstünlüğü artık bize geçmişti.
Norveç kurduğumuz baskıya ancak 15 dakika dayanabildi.
31. dakikada Emre nedense sık sık kullanmadığı topa vurma yeteneğiyle 24 metreden bir füze gönderdi.
Bu top beraberlik golü olarak Norveç ağlarıyla buluştu.
Norveç işte o dakikadan sonra iyice tükendi ve top şişirme taktiğini daha bilinçsizce kullanarak işimizi kolaylaştırdı.
16. dakikada sakatlanan İbrahim Kaş’ın yerine giren Gökhan kusursuz oynayarak maçın kilit adamı oldu.
Nihat’a da gol pasını o attı.
* * *
Fatih Terim’i, yardımcılarını ve futbolcularımızı kutlayalım.
Ama bir noktaya hepimiz çok dikkat edelim.
Lütfen gereksiz ve abartılı övgüler düzerek futbolcularımızın gevşemelerine neden olmayalım.
Bugünün futbolunda maç kazanmanın tek yolunun sürekli Norveç’teki gibi oynamak olduğunu onlara anımsatalım.
Paylaş