47’nin ters sihri

17 Mayıs 2006’daki Danıştay saldırısından yaklaşık bir hafta önce...

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener önemli bir konuda bilgi vermek için Başbakan Erdoğan’dan randevu istedi.

Başbakan kendisini Başbakanlık Konutu’na çağırdı.

Şener belirlenen saatte konuta gitti.

Başbakan kendisini bekliyordu.

Odada ikisinden başka Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de vardı.

Vatan Gazetesi muhabiri Veli Toprak’ın haberine göre Şener Başbakan’a "Size özel bir belge göstereceğim" dedi.

Erdoğan "Abdullah kalsın mı?" diye sordu.

Şener "Siz bilirsiniz" diye yanıtladı.

Bunun üzerine Erdoğan, Gül’den kendilerine izin vermesini rica etti.

Gül odadan çıktıktan sonra Şener, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlı Siyasi Partiler Masası’nın valiliklere gönderdiği resmi bir yazıyı Erdoğan’a uzattı.

* * *

Yazıda, "Valiliklerden AKP’li belediye başkanları ve il başkanlarının çalışmaları hakkında bilgi verilmesi" isteniyordu.

Erdoğan belgeyi okuduktan sonra sakin bir şekilde şöyle dedi:

"Ciddiye almayın, bir şey yapamazlar."

Şener
ısrar etti: "Bu kapatma hazırlığıdır. Çünkü yazıyı gönderen birim, siyasi partiler hakkında dosya tutan birim. Kapatma hazırlığı yapılıyor."

Abdüllatif Şener iki yıl önce yaşanan bu olayı salı günkü AKP Merkez ve Karar Yönetim Kurulu toplantısında açıkladı.

* * *

Yine Vatan Gazetesi’ndeki habere göre Erdoğan’a aynı uyarı 2007 seçimlerinden önce eşi Yargıtay’da çalışan bir milletvekili tarafından da yapıldı.

Başbakan bu uyarıyı da önemsemedi, "Nereden çıkarıyorsunuz, saçma sapan konuşmayın. Milletin kafasını karıştırmayın" dedi.

Bu uyarıları ciddiye almayan Başbakan Erdoğan parti teşkilatında ve belediyelerdeki laiklik karşıtı olayların abartıldığına inanıyor ya da bunları önemsemiyordu.

Sonuç; hem Şener’in hem de milletvekilinin uyarıları (Bu arada belki başka uyarılar da oldu) gerçekleşti ve Yargıtay Başsavcısı kapatma davası açtı.

Bu olaylar Erdoğan’ın gerçekleri önemsememe, yapılan uyarıları ciddiye almama psikolojisi içine girdiğini gösteriyor.

* * *

Geçenlerde eski Dışişleri Bakanı, emekli Büyükelçi Vahit Halefoğlu ilginç bir analiz yaptı:

"Son seçimde yüzde 47 oy almaları kendi aleyhlerine oldu.

Yüzde 47’nin verdiği rahatlık ve güven içinde ılımlı, tarafsız, partilerüstü konuma sahip bir cumhurbaşkanı seçmek için bir uzlaşı arama gereği duymadılar.

Oysa Çankaya rejim için çok önemlidir. Orada oturan kişi bir fren görevi yapar.

Rejimin bu çok önemli güvencesi Abdullah Gül’le ortadan kalktı.

Tarafsız bir cumhurbaşkanı AKP’nin birçok hatasını önleyebilirdi.

AKP Çankaya kalkanından mahrum kaldı, bu da aleyhlerine oldu."

Başbakan, halkın AKP’ye ama özellikle de kendisine duyduğu güvenin hiç bitmeyeceğine inanıyor.

O nedenle de "Ben istediğimi yaparım" havasında.

Kendisinden önceki politikacılar da aynı güven içindeydiler.

Ama iktidar yıpranmasından bugüne kadar hiçbir siyasi parti kurtulamadı.

Bir gün Tayyip Bey de aynı gerçekle yüz yüze gelecek.
Yazarın Tüm Yazıları