Paylaş
Son günlerde yeni yapılan açıklamalara göre Kültür ve Turizm Bakanlığı “Müzik Susmasın” sloganıyla müzisyenlere 3 bin lira destek verileceğini duyurdu. Salgının işsiz bıraktığı müzisyenler için bu kampanya güzel bir haber; ancak önemli olan müzisyenler ve tiyatrocular için kalıcı çözümlerin üretilmesi. Bu da onların tekrar sahnelere dönmesini sağmaktan geçiyor
Gençlik yıllarında müzik yapan biri olarak müzisyenlerin bugün yaşadığı sorunları çok iyi anlıyorum. Birkaç müzisyen arkadaşımla da görüşerek yaşadıkları sorunları dinledim. Ülkemize müzik çok geniş bir yelpazeye sahip. Düğünler, konserler, eğlence mekânlarındaki canlı performanslar, müzik aleti ve ses ekipmanı sağlayan firmalarla birlikte müzik, çok geniş bir kesimin ekmek parası kazandığı bir alan. Müzik sektörü büyük ölçüde kayıt dışı ve müzisyenler gecelik aldıkları ücretlerle geçiniyorlar, birçoğunun sosyal güvencesi yok. Müzisyenler salgın öncesinde de birçok sorun yaşarken salgın yaşadıkları sorunlara tuz-biber ekti. Bu dönemde kapanma ve yasaklar nedeniyle işsiz kaldılar, ekonomik olarak gerçekten zor durumdalar. İşsiz kalan müzisyenlerin intihar haberlerine üzülüyoruz ve intihar edenlerin sayısı ne acı ki 100’ün üzerinde. Korkarım, bu yaz sahnelere dönemezlerse ve ekonomik sorunlarına çözüm bulunmazsa acı haberler gelmeye devam edecek.
BAKIŞI DEĞİŞTİRMEK GEREK
Salgın döneminde işsiz kalan birçok müzisyen, müzik aletlerini satmak zorunda kaldı. Yaz sezonunda da işlerin nasıl olacağı belirsizliğini koruyor. Mekânlar açıldı ancak 18.00 ile 21.00 arası canlı müzik yapmak mekân sahiplerine pek verimli gelmiyor. Düğünlerde Temmuz ayından itibaren müzik olacak; ancak bunun süresi de kısıtlı. Düğün orkestraları da muhtemelen az çaldıkları için salgın öncesi kazandıkları paraları kazanamayacak. Düğün sahipleri az çalındığı gerekçesiyle fiyatları aşağı çekmek için elinden geleni yapacaktır. Umarım pazarlık yaparken müzisyenlerin 1 yılı aşkın süredir işsiz olduğu gerçeğini de hesaba katarlar. Pazarlıklarını önce vicdanlarıyla yaparlar.
Yukarıda bu dönemde müzisyenlerin yaşadıklarını kısaca anlatmaya çalıştım. Aslında yaşanan bu süreçte atılacak en önemli adım mekân sahibi ve müzisyeni bir bütün olarak ele almak. Hatırlayacağınız gibi salgın döneminde kısa çalışma ödeneği uygulamasıyla birçok çalışana ve bu sayede işverene destek olundu. Müzisyenler ise kayıt dışı çalıştıkları için bu gibi olanaklardan yararlanamadı. Burada müzisyenleri kayıt altına almak gerçekten de zor çünkü sabit bir işyerinde çalışmak bu sektörde pek rastlanan bir durum değil. Dolayısıyla burada mekânlara teşvik uygulanabilir. Kısaca özetlemek gerekirse; canlı müzik yapan mekânların belli ruhsatları var ve eğlence vergisi ödüyorlar. Bu dönemde de birçok mekânın müzik yapıp yapmayacağı belirsizliğini koruyor. Çalıştırdığı müzisyen başına bu mekânlara teşvik verildiğinde hem esnaf hem müzisyen kazanmış olacaktır. Yapılan teşvikler istihdama dönüşecektir. Bu vergi indirimi, nakit destek gibi birçok farklı şekilde yapılabilir. Çözüm üretmenin yolu istihdam sağlamaktan geçiyor.
Aslında müzisyenler bizim terapistimiz. Onların çaldığı şarkılarla kimi zaman eğleniyor kimi zaman hüzünleniyoruz. Onlar çalmayı özledi, biz dinlemeyi…
Paylaş