Paylaş
Gevher’in açıklamasında dikkatimi çeken nokta ise şu; “Şöyle anlatayım. Dairede otururken 3 tane kızımız geldi. Dedi; ‘Müftü amca bize kalacak yer, biz sağlık meslek lisesini kazandık ama kalacak yerimiz yok.’ Çanakkale, Kepsut gibi çevre yerlerden. Dedim ki, ben sizi üniversite öğrencilerinin arasına bırakamam derken bir daire kiraladık. Başlarına da bir Kuran Kursu hocamızı ‘Ablaları’ olarak görevlendirdik.” Anladığım kadarıyla henüz 14 yaşlarında kız çocuklarının barınma ihtiyacı ev tutularak karşılanıyor ve başlarına da bir “Abla” görevlendiriliyor, yiyecekler de günde iki öğün dışarında yapılarak getiriliyor. Bunlar yurt değil ama yurt gibi işliyor. Öğrencilerin barınması bu evlerde sağlanıyor. Oysa geçmişte kaçak yurtlarda gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle ülke olarak büyük acılar yaşadık.
***
Peki, bu evlerin denetlemesini kim yapıyor? Ya da bu evler hangi yönetmeliğe göre faaliyet gösteriyor. Bildiğimiz gibi özel yurtların denetimi Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı. Şimdi burada bir şey olsa bunun hesabını kim verecek? Ayrıca merak ettiğim bir diğer konu da neden bunu Bandırma Müftülüğü yapıyor? Gerçekten Bandırma’da bir barınma sorunu varsa bunu Bandırma Kaymakamlığı hatta Milli Eğitim de yapabilir. Örneğin; Bandırma Belediyesinin Ordu Caddesi üzerinde bulunan eski “Tekel” binasının olduğu alanda bir yurt projesi var ama alanda imar değişikliği yapılması gerekiyor. Ne garip ki, bu imar değişikliği bir türlü Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanmıyor. Alan Belediye hizmet alanından çıkarılarak, ticari alan yapılacak ve yatırımcı bulunacak. Belediye kendi payına düşen binada 600 kız ve 600’ü erkek olmak üzere toplam 1200 öğrenciye barınma imkânı sağlayacak. Dolayısıyla müftülük dışında da öğrencilere barınma olanağı sağlayacak kurumlarımız var. Hem de çocukların başına Kuran Kursundan bir “abla” görevlendirmeden yapabilirler. Evet, ülke genelinde öğrencilerin barınma sorunu var. Ancak barınma sorununu çözüyorum diye prosedür ve yönetmeliklere aykırı davranmak karşımıza inanın daha büyük sorunlar çıkaracaktır. Kaldı ki, bu “İyilik Evleri” adı altında yapılan çalışmada öğrencilerin hangi kritere göre eve alındığı da başka bir tartışma konusu. Bugün Bandırma’da 110 genç kardeşimiz bu evlerde barınıyor. Bu gençlerin güvenliği var mı? Kaldıkları yerler uygun mu? Kim denetliyor? Neden bunu müftülük yapıyor? Sorularını sormaya hakkımız var. Gençler geleceğimiz ve devlet her bir gence ücretsiz olarak; eğitim, barınma, sağlık ve yemek imkânı sunmal
Bu kez olmasın
CHP’de Belediye Başkan Aday Adaylığı süreci hızla devam ederken Bandırma’da Dursun Mirza, Ozan Onur, Metin Ok ve Tolga Tosun isimleri ön plana çıktı. Ancak CHP’de başkan adayının nasıl belirleneceği konusu ise hala netleşmedi. Benim görüştüğüm aday adayları ağırlıklı olarak anket ve önseçimden yana. Ancak tam bu noktada 2014 Yerel Seçimleri’nde Başkan Aday Adaylarından Metin Ok’a yapılan haksızlığı gündeme getirmemiz gerekli.
Bilindiği gibi o dönemde anketler yapılmış, ankette yüksek puan alan 3 adayın önseçime girmesi kararlaştırılmıştı. O dönemde hiçbir şekilde izlenecek yol kamuoyuna açıklanmamış, adeta ‘Kervan yolda düzülmüş’tü. Örneğin o dönemde Metin Ok, ankette ilk 3 sırada yer almadığı gerekçesiyle önseçime sokulmadı. Dahası Metin Ok her şeye rağmen önseçim oy pusulasına kendi adının yazılması için mücadele ederken o gece CHP İlçe Başkanlığı’ndan kısa mesaj atılarak “isim yazılması durumunda oyunuz geçersiz sayılacaktır” denildi. O önseçimde her şeye rağmen 168 kişi Metin Ok adını yazdı. Umarım bu süreçte geçmişte yaşananlar tekrarlanmaz. İnsanlar CHP’den demokrasi ve şeffaflık bekliyor.
Paylaş