Paylaş
“Her şeyin başı ekonomi” diye düşünürsek, aylık 1700 lirayı bulan muhtar ödeneği ve SGK primlerinin de devlet tarafından ödenmesi muhtar olma konusunda da insanları şevklendirmiş gibi. Tabii şunu da belirtmek gerekir ki muhtarlar izinli oldukları zaman o günlerin ödeneğini alamıyor. Muhtarlık yerel yönetimin temel taşını oluşturan bir kurum. Muhtarlar bir siyasi partiye değil, devletin kendisine bağlı ve devleti temsil ediyor. Temsil ve misyonu bir yana bırakırsak kentlerin yaşanabilir olması, sorunların belirlenmesi gibi birçok alanda muhtarların aktif olarak çalışması gerektiği de ortada. Bir kentte muhtarlar sorunları doğru tespit edemeyip yetkililerin dikkatini bu sorunlara çekemedikleri zaman yerel yönetimin temeli derinden sarsılıyor ve bu sarsıntı en üst kademedeki siyasetçiye kadar uzanıyor. İnsanlar hizmet alma konusunda zorluk yaşıyor. Kentlerin yaşam kalitesi düşüyor. Dolayısıyla muhtarın işi yalnızca ‘ikametgâh’ vermekdeğil. Bandırma’da da seçimler hızla yaklaşırken 25 kadın, mahallelerinde muhtar olmak için kolları sıvadı. 12 ayrı mahalleden 25 kadın, erkeklerin yanı sıra birbirleriyle de yarışarak seçimi kazanmak için çalışıyor. Şimdiden kadın muhtar adayları Bandırma Muhtarlar Derneği ve Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin desteği ile eğitim almaya başladı. Siyasi partileri bilmem ama anlaşılan Bandırma’da muhtarlık seçimleri çekişmeli geçecek. Bugün kırsal da dâhil 54 mahallesi bulunan Bandırma’da kadın muhtar sayısı yalnızca 3. Ancak önümüzdeki seçimde bu rakam artacak gibi görülüyor. Belki kırsal mahallerden de kadın muhtar adayları çıkar.
TOPLUMSAL CİNSİYET
Kadın muhtar adaylarıyla görüşürken her birinin görev almak için son derece istekli olduğunu fark ettim. Medeni cesaretleri içinde ayrıca her birini kutlarım. Ancak burada önemli bir soruna da işaret etmek istiyorum. Kadınlar, toplumsal cinsiyetin onlara dayatmış olduğu “Annelik ve evi çekip çevirmek” kavramlarından yola çıkarak “Evi kadın çekip çevirir, mahalleyi de çekip çevirecek olan kadınlardır” diyorlar. Tam burada aslında kadınlar, muhtarlık anlayışlarını da toplumun onlara dayattığı roller üzerine kuruyor hatta işliyor. Bizdeki kadın özgürleşmesindeki temel sorun aslında yukarıda anlattıklarım. Ne olursa olsun kadınlar bu ülkede kendi rollerini belirleyemiyor, rollerini toplumun onlara daha çocukken dayattığı evcilik oyunundan esinlenerek kazanmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki siyasetçi kadınlar içinde durum böyle. Bireyler yalnızca cinsiyet, yaş, ırk gibi kimlikleri ile siyaset yapmak ya da yönetmek için yola çıktıklarında bizler toplum olarak bir kısır döngünün içine çekiliyoruz. Bireyi diğerlerinden ayıran en önemli özellik üretime, insana, hayvanlara ve dolayısıyla yaşama kattığı değer olmalı.Cinsiyetler, ekonomik durum, yaş ve ırk gibi veriler tek başına hiçbir şey ifade etmemeli. Umarım, Bandırma’da muhtarlık için kolları sıvayan kadınlarımız kendi toplumsal rollerini oluşturarak insanların ve kentin yaşamına önemli değerler katar.
Paylaş