Paylaş
Yetişme çağındaki çocuklar için, hatta daha ufaklar için? Ağaç yaşken eğilir hani…
Okul kantinlerinde satılabilecek ve satılması yasak ürünler mevzuatta var. Uyulup uyulmuyor mevzuata, neler satılıyor kantinlerde, o başka mevzu.
MEB’in 10.03.2016 tarihli genelgesinden alıntı yaparak kantinlerde satılması gereken gıdaları sıralıyorum;
- Meyveler, çiğ tüketilebilen sebzeler (mevsimine uygun olarak), salatalar (zeytinyağı ve limon eklenebilir)
- Kuru meyveler (30 g, ambalajlı, kaplamasız ve şeker katkısız – incir, kayısı, üzüm vb.)
- Kuruyemişler (30 g, ambalajlı, soslanmamış, tuzsuz, kabuksuz – ceviz, fındık vb.)
- İçme suyu (şeker veya tatlandırıcı eklenmemiş)
- İçme sütü (UHT/Pastörize süt)
- Taze sıkılmış meyve ve sebze suyu (şeker ilavesiz olmalı, 250 mL den büyük olmamalıdır)
- Yoğurt (100-150 g, paketli)
- Ayran (200 mL’lik paketli)
- Peynir (pastörize)
- Günlük haşlanmış yumurta
- Çeşnili ekmekler (çeşnisi; sert kabuklu meyveler, kurutulmuş meyveler, yağlı tohumlar, baharat olan ekmekler)
- Tam buğday ekmeği, tam buğday unlu ekmek, karışık tahıllı ekmek vb. ürünlerden yapılan aşağıdakileri içeren yağ eklenmemiş sandviçler;
- Yumurta veya peynir
- Turşu hariç taze domates, havuç, marul, biber vb. sebzeler
- Doğal mineralli su
- Şekersiz sakızlar
Ama ya okulun dışında, bakkal, market, gıda pazarı, alışveriş merkezi… Her yer şeker, glikoz şurubu, doymamış yağ, kızarmış ürün… Satılmasını önleyemeyeceğinize göre, ne yapacağız peki?
Okul çıkış saati, sokakta yanımdan eli boş çocuk geçmiyor. Hep paketli, renkli birşeyler yiyorlar. Yanlarında bir sandviç olsa acaba onu yerler mi diye düşünüyorum, yoksa bakkaldan alınan şeyler daha havalı mı?
Peki, isteyen istediğini satsın dersek, önemli olan satılanı alabilmeleri mi, yoksa çocukların neyin kendilerine zararlı olduğunu bilmeleri mi, yani yediklerini tanımaları mı?
Peki, kim öğretecek bunu, okuldan mı beklemeli bu eğitim? Yoksa aileler olarak bizde mi tüm sorumluluk?
Nasıl, yemek hayatımızın ayrılmaz bir parçası, çocukların - bebeklerin demek daha da doğru- yemek ile kuracakları bağ da o kadar önemli. Ama bir iş gibi değil, hayatımızın nasıl doğal bir parçası ise, öyle. Çocuktur anlamaz yapamaz değil, onu da işin içine katarak, hem ailenin bir üyesi değil mi o zaten.
Siz ne yaparsanız çocuk aslında onu taklit ederek kendini ispat etmeye başlıyor, demek ki sizin evde yemek ile kurduğunuz bağ çok kıymetli, ona ışık tutuyor.
Yiyip içtiğimiz şeylere gösterdiğimiz saygı, et- sebze-baklagil oranı, mevsimsel beslenme. Alışveriş alışkanlıklarımız…
Onlara birlikte yemek pişirmek, kek kurabiye yapmak değil, yemekten bahsediyorum. Onlara sorumluluk vererek ayıklama, yıkama, doğrama, sonra bunları beraber yemeğe dönüştürmek…
Başa sar, sebzenin, meyvenin dalında, toprakta olan halini, neye benzediklerini, nasıl yetiştiklerini, mevsimini öğreterek. Pazara beraber gitmek, çiftçiyi tanıtmak, yediği gıdanın kimin tarafından yetiştirildiğini öğretmek, madem ki şehrin göbeğindeyim, etrafımda toprak yok…
Sofrada beraber yemek yemek, israfı yapmamak, bunların hepsini ona anlatmak da…
Her şeyi o çok para verilen okullardan da beklememek gerek. Özel bir lisedeki gençlerin mevsim sebze meyvelerini ile tanımadığını şahsen deneyimleyince gene söylüyorum, ağaç yaşken, evde eğiliyor.
Çocuğunuzun yemek alışkanlıklarına ortak olun…
İLLA Kİ!
Sandviç!
Ben ortaokuldayken Ali’nin annesinin mayonezli salamlı sandviçleri çok meşhurdu, zira mayonezi kendisi yapardı, polonez salam, ekmek, mayonez.
Sandviç deyince aklıma gelir hep!
Sandviç iyidir, hayat kurtarır, mutfağını yanında taşıyabileceğin bir lezzettir hem o. Evde ne varsa sandviçi olur, soğuk et, tavuk, kalan balık, gece öncesinin arnavut ciğeri, ızgara sebze, marul, peynir her ne ise. Domates, zeytinyağı, biber, beyaz peynir… Zeytin ezmesi varsa bir de arasında!
Sandviç, içine istediğini koyabileceğin iki dilim ekmek arası bir lezzet. Soslu da olur, tereyağlı da, zeytinyağlı da, hardallı da, herşeyli de, humus da varsa o daha da iyi olur!
Humus, turşu, çıtır roka, zeytinyağı… al sana sandviç!
Folyoya sarılı sandviçler çıkardı çantalardan eskiden.
Sandviç, kolay taşınır, kolay yenir
Benim, araba yolculuklarımın hala en vazgeçilmezidir sandviç, bir gece önceden malzemeyi hazırlar sabah erkkenden sandviç yaparım. Hatta öyle sandviçler süsler ki yemek çantamı, bazen ilk molaya kadar dayanamayız, acıkmayı bile beklemeyiz. Sandviç ve bir termos dolusu kahve araba yolculuğunun en vazgeçilmezidir.
Şehirde arabada çok zaman geçiriyorsanız o abur cubur yerine yapın evde bir sandviç, atın çantanıza, sonra da o yoğun trafikte unutun etrafı, evinizin mutfağında hissedin kendinizi.
Sandviçin yaşı olmaz, bebelere de, büyüklere de yakışır!
Sandviç iyidir, basittir!
Paylaş