Paylaş
İki gün önce bölgedeydim.
Türkiye’ye her gelişimde yaptığım gibi sınırı dolaştım yine.
Ve bu sefer kendime Şanlıurfa Akçakale - Gaziantep Karkamış hattında sınıra sıfır 100 kilometrelik bir güzergâh belirledim. Çok not var. Çarpıcı kısımları kısa kısa aktarmaya gayret edeceğim.
Özel’in “Süleyman Şah Saygı Karakolu’ndaki incelemeleriyle” ilgili Genelkurmay’ın internet sitesine konulan fotoğraflara neden tebessüm ettiğimi de en sonunda aktaracağım.
SURİYE: tarafına yasadışı geçişler artık o hale gelmiş ki, sınır kapılarının yanından bile yapılıyor. Akçakale geçişine gittiğinizde kapıda bekleyen hamallar karşılıyor sizi.
Suriye tarafı Telabyad IŞİD’in eline geçtiği için Türkiye’ye giriş kapalı.
Ancak Suriyeliler, sınıra konulan AFAD’a ait bir TIR’da polislere parmak izi verip Türkiye tarafından kendilerine çıkarılan kimlikleri teslim ederek dönebiliyorlar.
Hamallar da Suriye tarafına geçinceye kadar bu kişilerin yanlarında getirdikleri eşyaları taşıyorlar.
Ancak hamalların yaptıkları başka bir iş daha var: Kimlik kartı olmayan ya da kartını, parmak izini vermek istemeyenleri sınırın hemen yanındaki tel örgülerden geçirmek.
Bu işi yapanlardan İ. (17) ile görüştüm. Diğer hamalların tehditlerine rağmen her şeyi detaylarıyla anlattı.
Tel örgüleri kesmek için kullandıkları makasları özel bir yerde gizlediklerini, makasları tek bir kişiden temin ettiklerini...“Rayiç ne” dedim. Giyimine göreymiş. Kılık kıyafeti yerindeyse kişi başı 50 TL. Hırpaniyse, adam başı 10 lira.
YASADIŞI geçişlerin çoğu, Türk Hükümeti’nin iddiasının aksine 900 küsur kilometrelik sınırın kontrol noktaları zayıf yerlerinden değil, merkezlerden oluyor.
Çünkü sizi karşıya geçirek kişileri buralarda buluyorsunuz.
Onlar da fazla zahmete girmeden en yakın yerden geçiriyorlar.
Zaten tarife de bu sayede 10 TL’ye kadar düşebiliyor.
Sürümden kazanıyorlar.
TÜRKLER, özellikle Avrupa’dan gelip sınırı geçerek IŞİD’e katılanları gelen istihbarat sonrası araştırıyor ama işi ağırdan alıyor.
Örneğin 17 Şubat’ta Sabiha Gökçen Havalimanı’nda oldukları tespit edilen ve sonra Suriye’ye geçip IŞİD’e katıldıkları tahmin edilen üç İngiliz kızı da Akçakale’de aramışlar.
Bu yüzden kent merkezindeki çay bahçesinin kameralarını da incelemişler. “Ne çıktı” dedim. İşletmeci, “Bir şey bulamadılar. Bizim kayıtlar 15 gün sonra siliniyor.
15 günden fazla zaman geçmişti” dedi. Halbuki İngiliz istihbaratının kızlar konusunda Ankara’yı 20 Şubat’ta uyardığı söylenmişti.
AKÇAKALE ve Karkamış sınır geçişlerinin Suriye tarafı IŞİD’in elinde.
Ortadaki Mürşitpınar geçişinde ise PKK’ya yakın PYD var. PYD sınıra bayrak çekmiş ama IŞİD’in tek bir flaması bile yok.
Konuştuğum gümrük müdürlerinden biri, “2014’in başında IŞİD ilk 15 gün bayrak çekti ama sonra indirdiler” dedi.
“Niye” dedim. “Çünkü biz sınır onlara geçince geçişleri kapadık.
Bayrağı indirdiklerinde bizim sınırı tekrar açacağımızı düşündüler” dedi.
BAYRAKLA ilgisi yok halbuki. Çünkü bayrağını çeken PYD’nin tuttuğu, Kobani’ye geçilen Mürşitpınar’da sınır neredeyse ortadan kalkmış.
Kağıt üstünde sadece pazartesi-çarşamba-cuma günü Suriye’ye geçişe izin verilen sınırda mesela AFAD’ın TIR’ı da yok.
Bir tarafta PYD/PKK sorumlusu, bir tarafta polis. Beraber çay içiliyor. Gerginlik atlatılmış.
Öyle ki, kapıdaki PYD/PKK sorumlusunun telefonunu aldım.
Daha sonra konuşup bilgi alırım diye. “Beni aramayın, üstlerim sizinle konuşmama izin vermedi” dedi.
Türk Hükümeti’ni zor durumda bırakacak bir durum olmamasına dikkat ediyorlardı.
MÜRŞİTPINAR-Eşme yolu arasında dev bir araç parkı var. IŞİD Kobani’yi alınca bölgedeki insanlar araçlarını buraya kaçırmışlar.
Asker çekim yapılmasına izin vermiyor.
Ancak parkın bulunduğu alan mahşer yeri gibi.
PYD bölgeyi IŞİD’den temizleyince insanlar da buradan araçlarını alıp akın akın Kobani’ye dönüyorlar.
SONUÇTA Kürtlerin bulundukları bölgeler artık Türkiye’ye mülteci vermediği gibi dönüşler var.
Ve sınır kapılarında da gerginlik gözükmüyor. Ama Eşme’de Süleyman Şah için yeni yapılan türbe binasında tankların namluları türbenin hemen yanında, tepesinde PYD bayrağı olan binaya çevrilmiş.
Türbeyi de gezdim. Dört duvar, boş bir oda. Ve içeri girdiğinizde hissettiğiniz yeni halı kokusu dışında akılda kalıcı hiçbir yanı yok.
Sordum. Kutsal eşyalar ve Süleyman Şah’ın naaşı halen başka yerde tutuluyormuş. İşte o yüzden tebessüm ettim.
Genelkurmay’ın sitesinde, Özel’in türbenin içinden postallarıyla çıkarken çekilmiş fotoğrafını görünce Eşme’nin bu yüzden de Türkiye’nin Suriye politikasını özetleyen çok güçlü bir simge olduğuna karar verdim.
Bir mizansenden ibaret.
Ama biraz dikkatli bakınca bütün çarpıklıklarını belli eden, içi boş bir türbe gibi.
Paylaş