Reina eyleminin ideolojisi

MUSUL operasyonu başladığından beri DEAŞ dünyada 14 ayrı ülkede koordineli saldırılar yürüttü. Örgütü açık istihbarat kanalları üzerinde takip eden SITE şirketinin verilerine göre 17 Ekim’den beri Suriye ve Irak dışındaki faaliyetlerini artırdılar. Ve intihar saldırısı, saldırı, suikast olmak üzere başta Mısır, Pakistan ve Afganistan’da şiddet eylemlerine giriştiler. Şimdiye kadar Türkiye’de üstlendikleri tek eylem olan 4 Kasım Diyarbakır bombalaması da bunlar arasında.

Haberin Devamı

Bunun dışında asıl çarpıcı istatistik... Örgütün çok daha yıkıcı sonuçlar elde etmesine neden olan asıl kısım... Koordineli saldırılar haricinde, Haziran 2016’dan beri DEAŞ’ın üstlendiği, başkalarının DEAŞ’tan ilham alarak gerçekleştirdiği eylemlerin sayısı ise 20. Haziranda 49 kişinin öldüğü ABD Orlando’daki gece kulübü baskını... İki hafta önce 12 kişinin hayatını kaybettiği Almanya Berlin’deki Noel pazarı katliamı... Hepsi aynı kategoride.

Peki ne anlama geliyor bu?

*

PULITZER ödüllü gazeteci Lawrence Wright, son kitabı “Terör Yılları”nda çok güzel özetliyor. El Kaide’den DEAŞ’a geçişi de incelediği, işin ideolojik altyapısını ele aldığı kitabında Wright, El Kaide eylemlerinin nasıl evrildiğini anlatıyor. Ve şöyle diyor: “Cihat adına gerçekleştirilen katliamlar, öfke, ıstırap ve binlerce insanın ölümü dışında pek bir şey başaramamıştı. 11 Eylül’den (2001 saldırıları) hemen sonra El Kaide, Afganistan’daki üssünü ve bununla birlikte uluslararası terörün koordinasyonundaki rolünü kaybetmişti. Madrid’deki bombacılar (2004 tren bombalamaları) gibi yeni gruplar El Kaide adına hareket ediyor ve liderlerinin duasını almış olsalar bile önceki kuşak teröristlere destek olan herhangi bir eğitim, kaynak ya da uluslararası kontaktlara sahip değillerdi. Riyad’daki Batılı tesislere düzenlenen ve birçok Müslüman’ı öldüren 2003 saldırıları gibi bazı operasyonlar da El Kaide’nin artık kontrolünü kaybettiğini gösteren fiyaskolardı. Psikiyatr ve eski CIA yetkilisi Marc Sageman’ın bana dediği gibi El Kaide her zaman bir sosyal hareketti.”

*

Haberin Devamı

MUSUL operasyonu daha ne kadar sürecek? Rakka’da örgüt ne kadar direnecek? El Bab ne olacak? Bunlar, devletlerin DAEŞ tipi örgütlerle mücadelede işi askerlere havale edebildikleri kısımlar. Çıkıp, “Savaşıyoruz” diyebilecekleri muharebeler. Ama başta verdiğim SITE istatistiği, Wright’ın kitapta alıntıladığı Sageman’ın sözleri ve yılbaşı gecesi Reina’da yaşananların kökeninde yatan, hikâyenin asıl can alıcı kısmı. Teknik açıdan kendisinden üstün olan devletlere karşı taktik değiştiren... Yarattığı sosyal harekete dayanıp ilham verme işini üstlenen... Böylece şiddete yatkın bireyleri kendisinden bağımsız olarak harekete geçirebilme kabiliyetine kavuşan, yeni bir tehdit şekli.

Haberin Devamı

Hayır, fark etmez. Reina, SITE’ın başta sınıflandırdığı eylemlerden koordineli olanlara giriyor olsa bile değişmez. Nitekim o kategoriye baktığınızda da, eylemlerin yoğunlaştığı yerlerin DEAŞ’ın ideolojisine taban bulabildiği ülkeler olduğunu görüyorsunuz. Yani her halükârda, Reina saldırısı, tam da Wright’ın kitabında altını çizdiği dönüşümü yansıtıyor. Yılbaşı gecesi Boğaz’da eğlenen insanları hedef alarak, şiddeti kullanan bir harekete işaret ediyor.

*

BUNUN dışındaki tartışmalar ise işin gazetecilik faslı. Reina’nın işletmecisi “Amerika’dan istihbarat geldi” derken ne kast etti? Saldırganlar eyleme nasıl hazırlandı? Bunlar tartışılacaktır elbette. Saldırı, Amerika’nın sinyale (telefon, e-posta, diğer elektronik haberleşme) dayalı istihbaratına takıldı mı, bu bilgi Ankara’ya iletildi mi, iletildiyse ne tür adımlar atıldı gibi sorular sorulacaktır. Hiçbir zaman cevabını öğrenemeyeceğimiz soru işaretleri.

Haberin Devamı

Ancak bunların ötesinde... Tüm somutluğuyla karşımızda duran... Bundan sonra bizleri nelerin beklediğini haber veren... El Kaide’nin DEAŞ’a nasıl evrildiğini aktaran Wright’ın kitabında anlattığı bir öykü.

Biliyor musunuz, eskiden Amerika’daki bazı liseli gençler sevgilileriyle dışarı çıktıklarında paraları yoksa havalimanlarına giderlermiş. Dallas’ta okurken bir gün Wright da sevgilisini alıp kentin havalimanına götürmüş. Uçakların kapılarına kadar gidebiliyorlarmış. Paris seferinden gelen bir uçağın içine girmişler. İçeride temizlik yapılıyorken First Class’e geçmişler. Oturmuşlar. Kabin görevlileri onlara yiyecek bir şeyler vermiş. Sonra oradan çıkıp kontrol kulesine gitmişler. “Gelin çocuklar” demiş içeriden bir görevli. İçeri girip uçakların inişlerini seyretmişler. Bugün kimsenin hayal bile edemeyeceği şeyler bunlar. Zihnimizde yer etmiş güvenlik kavramının asla kabul edemeyeceği işler. Ne mi olacak? İşte bu çizgi aynen devam edecek. El Kaide nasıl DEAŞ’a evrildiyse... Aynı dinamikler DEAŞ’ın da dönüşümünü tetikleyecek. Ve havalimanına gidip vakit geçirmenin normal kabul edildiği günler artık nasıl geride kaldıysa, ileride de sizin bugün normal diye düşündüğünüz şeyler olmayacak. Hikâyenin özeti bu.

Yazarın Tüm Yazıları