İnadına soyunan bir seks kraliçesi

Gerçekten bir kötü kız olduğunda bunların hiçbirini başaramayacağını kendi de kabul etmiş. Ama yine de, final döneminde yüzüne uysal, sıkıcı bir maskenin yapışıp kalmasını da istemiyor.

Haberin Devamı

Fotoğraflara bakıyorum. Sırf vücudu değil, ifadesi de olduğu gibi değişmiş. İlkinde genç, küstah. Tepeden, dolu dolu bir hırsla bakıyor. Ötekinde yılların ağırlığını yüklenmiş. Dingince süzüyor sadece. Birinde dipdiri, toy. İkincisinde umursamaz, bekliyor. Ancak değişmeyen...
Helen Mirren, 24 yaşında ‘Rüşt Çağı’nda oynarken nasılsa, 41 yıl sonra bir genelev mamasını oynadığı ‘Aşk Çiftliği’ filmi için çektirdiği tanıtım fotoğraflarında da aynı, ikisinde de çıplak.
Bir röportajında demiş ki, “Ben hâlâ kötü kız olmaya çalışan bir iyi kızım.”
20’li yaşlarına gelmeden bir gün flörtü tarafından tecavüze uğruyor Mirren. Ama şikâyetçi olmuyor, normal karşılıyor.
Kokain kullanıyor 80’lerin başına kadar. Nasıl bıraktığı sorulunca da, eski Nazi Klaus Barbie’nin kokainden para kazandığını öğrendiği için bıraktığını söylüyor. İçkiye düşkünlüğü... Düzensiz yaşamı...
Mirren bir Shakespeare oyuncusu, evet. İngiliz tiyatrosunun en büyüklerinden... Bir dam... Ama kendisinin iyi bir kız olduğu fikrine acaba nereden kapılmış ki!..

Haberin Devamı

KÖTÜ HATIRLAYIN

Kraliçe 2. Elizabeth’i oynayıp Oscar aldı, evet. Ama sinemada Caligula’dan beri seks kraliçesi olarak bilinen bir oyuncu, Nevada’da bir genelev işletmecisini oynadı diye niye çok farklı bir iş yapmış gibi algılansın ki!.. “Çünkü” diyor Mirren, “Yaşlandıkça kötü şöhretim de azaldı. Ve insanlar benim bir zamanlar ne kadar kötü bir kız olduğumu unuttu.”

Son 30 yılında aynı insanla yaşıyor Mirren. Aşk Çiftliği’nin de yönetmeni Taylor Hackford ile. Ama iş başka insanlara gösterdiği yüzüne gelince, kimsenin onu artık mazbut biri gibi tanımasına da dayanamıyor. Tıpkı 58
yaşında “Kapak Kızları” filminde yaptığı gibi soyunup, ayıp şeyler konuşup, kötü kızı oynuyor.

Aslında biliyor. Gerçekten bir kötü kız olduğunda bunların hiçbirini başaramayacağını kendi de kabul etmiş. Ama yine de, final döneminde yüzüne uysal, sıkıcı bir maskenin yapışıp kalmasını da istemiyor. Oscar’lar, Elizabeth’ler, ‘Rüşt Çağı’ndaki kızı alıp, insanların kafasında ağırbaşlı bir kadına dönüştürürken... Muzırlığın yerine itibar, müstehcenliğin yerine saygınlık koyarken... 65 yaşında kadınlığını bir prestij yumağının altında ezdirmemek için mücadele ediyor. Aklı 24 yaşındaki o çaylak, kötü kız hallerinde... Gidip her fırsatta inadına soyunuyor!..

NEVADA GENELEVLERİ

‘Aşk Çiftliği’ filminde anlatılan fahişeler, bugün Amerika’da sadece Nevada Eyaleti’nde çalışabiliyorlar. Genelevlere sadece burada izin veriliyor. Filmde öyküsü anlatılan, Amerika’nın ilk lisanslı genelevi Mustang Çiftliği ise başka bir sahiplik ilişkisi ile başka bir yerde çalışmaya devam ediyor.
HBO kanalı, 2002’de buradaki genelevlerde bir reality şov başlattı. Ve Cathouse serisiyle hem fahişelerin günlük yaşantısını hem de müşterileriyle girdikleri ilişkileri en ince detayına kadar gösterdi.
Politikacılar, ünlüler burada sık sık yasadışı fahişeliğe karışıyor ve olay ortaya çıkınca birçoğu görevlerinden istifa etmek zorunda kalıyor. Ancak yinede de fahişelik serbest bırakılmıyor.

İKİ EĞİLİM

Kaçışçılık: 1930’ları kasıp kavuran felsefi tartışmanın dönüşü... Ara ara hep gündeme gelmiş. Toplum, Büyük Buhran’daki gibi kaçışçılığa yöneldi denilmiş sık sık. Ama hiçbir zaman son yıllarda olduğu kadar ağırlığını hissettirmemiş. Bir meşgale bulup gerçeklikten kopuyorsunuz. Ekonomik krizler... Etrafınızda yaşananlarla başa çıkamayacağınız düşüncesi... Fikri bir uzaklaşma yaşıyorsunuz. Akım, 30’larda ‘Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik öyküler yaratmış. Şimdi ise hemen her şey bir kaçış!.. Sinemadaki çizgi filmler, ‘Avatar’lar... Edebiyattaki ‘Twilight’lar... 24 saat devam eden bilgisayar oyunları... Sanal dostluklar... Twitter, iPod... Hepsi kaçışçılığa (escapism) çıkıyor. Ve toplumsal yaşam, her çıkan yeni enstrümandan sonra sizi oyunda tutmakta biraz daha zorlanıyor!
Resetçilik: Kaçamayanlar ise resetliyor. İşler iyice çetrefilleşince... Çözülemeyecek hale gelince... Kaçma gibi de bir lüksünüz yoksa... Kapatıp tekrar açıyorsunuz. Siyaset biliminde çok kullanılmaya başlandı şimdi. Stephen Kinzer İran-ABD ilişkileriyle ilgili kitap yazıyor. Adını ‘Reset’ koyuyor. Obama, Rusya ile yeni bir dönem başlatıyor. Reset diyor; akım değil! Daha çok, her gün yaygınlaşan bir davranış şekli. Ama ilişkilerin hafiflediği, herkesin geçmişi unutmaya her an hazır olduğu şu döneme çok uygun. Reset!..

KAÇAK GENERAL TWEETLERİ

* General Stanley McChrystal, nehir söyleşi yaparken konuştuğu gazeteciyi herhalde iliştirilmiş (embedded) zannetti.
* Röportajı yapan Michael Hastings bir serbest gazeteci. Generale, savaş karşıtı hippie dergi Rolling Stone’a yazacağını söylemiş olamaz.
* Amerikalı generaller 11 Eylül’den beri aşırı politize. McChrystal’ın cüretini yaratan da, zamanında askeri Bush’a karşı kışkırtan Demokratlar.
* McChrystal’ın suratında sürekli bir ısırma ifadesi var. Yerine gelen David Petraeus yanında kolej çocuğu gibi kalıyor.
* Giden general, Hillary Clinton’a yakındı. Dışişleri kan parası olarak National Security’den birinin kellesini isteyebilir.
* McChrystal’ın, Obama Yönetimi’nde sövmediği insan yok. Sivil yaşamında şimdi isterse Fox TV yorumcusu olabilir.

 

Yazarın Tüm Yazıları