Dokun Bana, BBG evi, gelinler, kaynanalar, damatlar, ikinci baharlar, ünlülerin bir arada yaşadığı çiftlikler, Ahu Tuğba ve sevgilileri, Banu Alkan ve Murat Taşdemir’in maceraları derken, olay gerçeküstü bir boyuta geldi. Bir yanda bunlar olurken bir yanda da işe müzik ve oyunculuk tarafından yaklaşan formatlar birer birer Türkiye’ye geliyordu.
Önce büyük başarı kazanan Popstar, arkasından Türkstar, Akademi Türkiye vs... Oyunculuk yarışması formatında Show TV’nin Yıldızları ve oradan türemiş kimi taklit ve gösteri yarışmaları...
Şimdilerde; "Oryantal Star", "Benimle Dans Eder misin" ve türevleri ile alevlenen format, "Buzda Dans" ve ünlü/profesyonel koçlar eşliğinde; "Şarkı Söylemek Lazım", "Bir Dilek Tut" gibi şarkı yarışmaları ile devam ediyor. Bu koçlu formatın bir de dans versiyonu var. Bir yandan da Bülent Ersoy’lu Popstar Alaturka olanca ağırlığıyla üstümüze çökmeye devam ediyor.
Sayarken bile içime fenalık geldi. Hatta sayıca bu kadar çok yarışmanın varlığıyla kendi yazımda yüzleşerek dehşete kapıldım.
Televizyonculuk açısından işin ne noktada olduğunu, nereye doğru gittiğini herkes az çok görüyor. Ben işe müzik içerikli yarışmalar tarafından bakıp iki çift laf etmek istiyorum.
"Popstar Alaturka" malumunuz başka bir boyuta geçti. Bülent Ersoy’un ana kraliçe tavrından herkes tırsmış durumda. Koca Orhan Gencebay iki laf söylemek için dokuz takla atıyor. Ebru Gündeş deseniz Bülent Abla’sının sözünden kolay kolay çıkamıyor. Program bir Bülent Ersoy Şov aslında.
"Bir Dilek Tut"ta sanatçı kadrosundan jüri olan Emrah ve Deniz Seki; oradaki herkes kadar iyi müzik bildiğini iddia eden Şenay Düdek’in uçana kaçana yaptığı kontrolsüz saldırıların arasında fırsat bulurlarsa müzikle ilgili bir şey söylüyorlar. "Şarkı Söylemek Lazım" ise jüri üyeleri itibarıyle en müzisyen jüri. Fuat Güner, Olcayto Ahmet Tuğsuz, İnci Çayırlı, Erol Büyükburç gibi önemli isimlerin yanı sıra işin stil kısmına bakan Eyşan Özhim ve işin hangi kısmına baktığını anlayamadığım gazeteci Oray Eğin’den oluşuyor. Format olarak en doğru düzgün duran yarışma olmasına karşın; artık kantarın topunu kaçıran; "bu formatın kötüsü benim" gazıyla işi saygısızlık ve kabalık noktasına getiren Oray Eğin’in tavrının, reytingler ne derse desin, jürinin saygınlığına gölge düşürdüğü de bir gerçek. Şimdi yeni başlayan bir program daha var, "Ünlüler Sirki". Aslında bu isim her şeyi özetliyor...
Kırkbeşlikler dönüyor
Yetmişli yılların Türkçe sözlü popüler müziğine ilgi duyan, eski kırkbeşlikleri, o dönemin müzik dergilerini toplamak için sahafları dolaşan biriyseniz benim gibi; sizin de Ossi Müzik’e, "Bir Zamanlar" ve "En İyileriyle" serilerine aşina olmanız lazım. Bugünkü mevzumuz Bir Zamanlar Serisi’nin üçüncüsü.
İkinci CD’den sonra; "umarım ticari kaygılarla bir üçüncü CD yapmazlar, o dönemin bütün hitlerini tükettiler" diye düşünmüştüm. "Bir Zamanlar 3"ün şarkı listesi önüme geldiğinde ne kadar yanıldığımı anladım.
21 şarkıdan oluşan toplamanın neredeyse tamamı dönemin hitlerinden oluşuyor. Diğer iki albümden en belirgin farkı ise ağırlıklı olarak dans şarkıları içeriyor olması. Çok detaya girmeyip sadece sayacağım...