Doksanların ilk yarısında Teoman ve Şebnem Ferah’ın ilk albümleri Türkçe rock’ın kitleselleşme eğilimi gösterdiğine, büyük ticari potansiyel arz ettiğine dair önemli işaretlerdi.
Şebnem Ferah, ilk albümüyle büyük bir patlama yaparken, Teoman’ın geniş kitlelere ulaşması ikinci albüm "O" ve özellikle üçüncü albüm "Onyedi" ile oldu. Teoman, "Ne Ekmek Ne De Su" ve "Papatya" gibi iki büyük hit barındıran "Teoman" adlı ilk albümünden sonra çok sayıda konser verdi. Arkasından "Sus Konuşma", "O", "Bazı Yalanlar", "Gemiler", "Paramparça", "On Yedi", "Rüzgár Gülü", "Uykusuz Her Gece", "İki Yabancı" gibi dillerde neredeyse marş kıvamına gelen şarkılar Teoman’ı, bir rock müzisyeninin Türkiye’de gelebileceği belki de en popüler noktaya taşıdı.
Birçok konu için geçerli olduğu üzere, Teoman’ın şarkı yazarlığı da en çok dil uzatılan konulardan biridir. Meyve veren ağaç taşlanır deyip işin içinden sıyrılmak da mümkün. Ancak bazı şarkılarda, nakarat melodileri için değil belki ama altyapılar açısından, esinlenmenin ötesinde kimi benzerlikler olduğuna tanık olduk. Öte yandan, samimiyetle söyleyebilirim ki, hiçbir zaman Teoman’ın dinleyicilerini bile isteye aptal yerine koyduğuna inanmadım.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan "Söz-Müzik Teoman" adlı saygı albümünü (Teoman mütevazılığından "sevgi" albümü denmesini tercih ediyor) gördüğümde Teoman’ın aslında ne kadar şanslı bir adam olduğunu düşündüm önce. Sezen Aksu, Candan Erçetin, Yaşar, İzel, Yavuz Bingöl, Mirkelam, Nil Karaibrahimgil, Harun Tekin, Emre Aydın, Yalın, Hayko Cepkin ve diğerleri... Hemen herkes bu albümde bir Teoman şarkısı söylemek için gönüllü olmuş. Bu Teoman’ın ne kadar iyi bir şarkı yazarı olduğunun, müzisyenlerin de Teoman şarkılarıyla özel bağlar kurduğunun en önemli göstergesi.
Bu ilk saygı albümünde yer alan 14 isim, özgürce yorumlamışlar Teoman şarkılarını. Hani Müslüm Gürses başkasının şarkısını söylediğinde o şarkıyı ustalıkla bir Müslüm Gürses şarkısına dönüştürüyor ya, işte biz de bu albümün şarkılarını değerlendirirken aynı kriteri uygulayacak olursak ortaya şöyle bir tablo çıkıyor (tabii düzenlemenin önemini de göz ardı etmeyerek):
Benim kişisel favorim, kesinlikle İzel’in "Senden Önce Senden Sonra" yorumu. Daha sonra Yaşar’ın "Rüzgar Gülü" ve Mirkelam’ın "Güzel Bir Gün" yorumları diyebilirim. Emre Aydın’ın "Sürpriz" ve Yavuz Bingöl’ün "İki Çocuk" icraları da özellikle düzenlemelerine emek verilmiş kaliteli işler. Candan Erçetin’in "Kim?", Nil Karaibrahimgil’in "İstanbul’da Sonbahar" ve Hayko Cepkin’in "Gökdelenler", Kreş’in "Bugün" yorumlarıysa; doğru şarkı seçimi ve doğru düzenlemelerle icracıların kendi albümlerine gönül rahatlığıyla koyabilecekleri kıvama gelmiş.
Mor ve Ötesi’inden Harun Tekin, "İstasyon İnsanları"nda abartısız vokali ve Sunay Özgür’ün yumuşak düzenlemesiyle iyi bir iş çıkartıyor. Rashit, "Kişisel Bir Şey" yorumuyla bildiğiniz Rashit kıvamında.
Gelelim albümün ağır misafiri Sezen Aksu’ya... Teoman’ın en mühim hitlerinden "Paramparça"yı seslendiriyor Aksu albümde. Nasıl diyecek olursanız; Sezen Aksu düzeyinde bir yorumcunun "Paramparça" gibi bir şarkıyı kötü söylemesi ne kadar mümkün ki zaten derim cevaben. Ama sanki şarkı seçimi daha farklı olsaymış Sezen Aksu’nun, kendi ruhunu işin içine daha fazla katma imkánı olabilirmiş gibi geliyor.
Ve son olarak albümün nispeten isimsiz yorumcusu İrem Candar... Can Şengün’ün usta dokunuşunun da yardımıyla, "Duş" yorumunda çok güzel bir iş çıkartmış İrem. İrem’i kendi şarkıları ile dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.