Paylaş
“Hep aynı şarkıları mı söyleyeceğim? Hep aynı, istemediğim ortamlarda mı bulunacağım? Bundan daha iyisini yapamayacak mıyım? Sonunda ‘Güreşçi’ filmindeki Mickey Rourke gibi bir herife mi dönüşeceğim?”
Bir sohbetimiz sırasında böyle demişti Teoman. “Ben yaz aylarında dinlensin, eğlenilsin diye yapmadım şarkılarımı. Şarkı yazmayı öğrenmek için de çok uğraştım. Ve sonra dedim ki; ‘Benim şarkılarım da öylesine geldiler ve geçtiler mi acaba...’”
Teoman; ilk günden beri kendine karşı başka kimsenin olamayacağı kadar acımasız. Stüdyodayken, sahnedeyken, şöhretli hayatının göbeğindeyken bu hep böyle. Girdiği taşlı tozlu yollarda zaman zaman tökezlese de onu Teoman yapan şey, derinlemesine didikleyen memnuniyetsiz adam olma hali.
21 yıllık kariyeri ve 10 albüm boyunca yaptığı onca iyi şarkının içine üflediği ruhun huzur bulamadığına inandı. Bazıları öne çıkan şarkıların gölgesinde kaldılar, bazıları ticari kaygılarla düzenlenmişti, bazılarıysa video sahibi olamadan uykuya daldılar. İşte bu nedenle yeni şarkılar yapmak yerine eski şarkılarını kurcalamaya ve cevheri ortaya çıkarmaya karar verdi. Bir buçuk yıldır bu albüm üzerine çalışıyordu.
Bu bir ‘best of’ değil, bir ‘remix’ albüm değil, hit şarkıların versiyonlarından oluşan bir toplama hiç değil. ‘Koyu Antoloji’, Teoman tarafından seçilmiş 26 parçanın ortak bir ruh hali ve üslup gözeterek ‘koyu’ bir sound etrafında bir araya getirilmiş hali. Tamamını dinlediğinizde aslen tek bir hikâye anlatan albüm, 26 kısa filmden oluşan bir uzun metraj gibi. Dış ses Teoman; bu kez bağırmayı, coşmayı, zıplamayı, hep bir ağızdan söylemeyi değil; oturmayı, gözleri kapatmayı, hayal etmeyi ve o esas filmin bir parçası olmanızı öneriyor. Dramatik bir atmosferde; şarkı söylemek yerine ‘kirli’ sesiyle kulağınıza fısıldıyor.
Böyle bir albüme şarkı şarkı bakılmaz ama yine de video şarkısı ‘Tuzak’; ‘İstasyon İnsanları’, ‘Doktor’, ‘Galata’da Rıhtımda’, ‘Gökdelenler’, ‘Güzel Bir Gün’, ‘İstanbul’da Sonbahar’, ‘Limanında’, ‘Hem Hayattan Hem Ölümden...’, ‘Bugün’, ‘Doktor’, ‘Duş’ ve ‘Mavi’ öne çıkıyor. Yakında üç plaklık bir set halinde da piyasada olacak. Şimdilik iki CD ve dijital olarak mevcut.
TEOMAN - KOYU ANTOLOJİ (5 üzerinden 4 yıldız)
Acısına alışamadan gitti Dolores O'Riordan
Unutulmaz bir ses, acısına alışamayan bir kadın, bir anneydi. Ve 46 yaşındaki ölüm nedeni kayıtlara her nasıl geçecek olursa olsun, ölmeye henüz çocukken başlamıştı.
90’ların ilk yarısıydı. Solist kadın müthiş söylüyordu. ‘Zombie’nin şarkı sözlerinde, çocukları öldüren IRA terörüne lanet etmekteydi. Yeni bir gruptu üstelik. Dolores O’Riordan ve The Cranberries; işte böyle girdi hayatımıza... 1989’da kurulan ‘The Cranberries’ bir gazete ilanıyla kadın solist aradığını duyurduğunda Dolores çok heyecanlandı. Ona büyük travmalar yaşatan çocukluğundan bir an önce kurtulmak istiyordu çünkü. Gruba kabul edildiğinde büyük başarılar ve ödüllerle dolu; maddi anlamda zenginliğin kapısını açacak bir şöhretin eşiğinde olduğunu tahmin ediyor muydu, bilinmez. Ancak tüm bunlar Dolores’in mutlu ve huzurlu olmasına yetmeyecekti.
8 yaşından 12’sine kadar bir aile yakını tarafından sistemli olarak taciz edildiğini, bu nedenle anoreksiya ile mücadele ettiğini; ağır depresyon atakları geçirdiğini uzun yıllar sonra itiraf edebildi. Kendinden nefret ediyordu. Kirli hissediyordu. Ne parayla, ne şöhretle temizleniyordu bu his. Hiçbir suçu olmasa da kendini sevmeyi beceremiyordu.
1994’te, 20 yıl boyunca birlikte olacağı eşi, Don Burton’la evlendi. Bu evliliğinden üç çocuğu oldu. Bir aile kurması bile kalbinin derinliklerindeki değersizlik hissinden kurtulmasına izin vermedi. 2013’teki intihar teşebbüsünden sonra “Kurtuluşum çocuklarımda, onlar için yaşayacağım” diyecekti.
Tacizcisiyle karşılaştı
Hayatı müzikti ama psikoterapistlerin, ilaçların eşliğinde geçti. Üç yıl kadar önce kendisine bipolar teşhisi konuldu. Her şey düzeliyor diye düşünürken, aniden üstüne çöken depresyon dönemlerinden yılmıştı.
Dolores, hayatı boyunca bir kez daha görmekten ölesiye korktuğu tacizcisiyle 2011’de babasının cenaze merasiminde karşılaştı. Hiçbir şey söylemedi. İnsan kendi ‘katil’ine ne söyleyebilirdi ki...
‘The Cranberries’le birlikte biri best of olan sekiz; solo olarak iki ve son dönemde The Smiths’ten Andy Rourke’u da barındıran D.A.R.K. adlı triosuyla bir albüme imza attı Dolores. ‘O Ses İrlanda’nın jüri üyeliğini yaptı. İlki 2002, ikincisi 2010 olmak üzere iki kez Türkiye’ye geldi. 40 milyonu aşkın albüm satışı, vurucu şarkı sözleri, kendine has vokaliyle esas kız oydu. Son dönemde kendini daha iyi hissediyordu. Yeni albüm için çalışmalara başlamıştı grupla ama olmadı. Londra’da bir otel odasında ölü bulunduğunda ne cinayet ne de intihar şüphesi yaratacak bir delile rastlanabildi.
Mutlaka dinlemeniz gereken 5 şarkısı
◊ The Cranberries’le: Linger, Dream, Zombie, Salvation, Ode To My Family, Animal Instinct
◊ Solo kariyerinden: Ordinary Day, When We Were Young
◊ D.A.R.K. ile: Loosen The Noose
Paylaş