Portecho’nun Rock’n Coke 2006 performansını izledikten sonra bir süre şaşkınlığımı atamadım üzerimden.
Hani bir "yabancı sandım, Türk olduklarına inanamadım" klişesi vardır; öyle değil. Daha çok "uzaydan mı geldi bu adamlar; elektro rock yapan bu çocuklar nereden çıktı" türünde bir şaşkınlıktı. Konserin ardından "Undertone" adlı ilk albümlerini dinlediğimde hayranlığım bir kat daha arttı Portecho’ya. Elektronik dans unsurlarının üzerine yumuşak gitar yürüyüşleri ve biraz da seksenler tadı...
Tan Tunçağ ve Deniz Cuylan iki yetenekli adam. Tan, uzun yıllar Londra’da DJ’lik yapmış; Mouse On Mars, Chemical Brothers gibi büyük isimlerle aynı sahneyi paylaşmış bir müzisyen.
Deniz’i takip edenler "Maya" projesinden hatırlayabilir. Portecho öncesi "Netame" adlı bir solo albümü de var. 2005’te Tan ve Deniz Portecho’yu kurup Oğuz Kaplangı’nın kapısını çalıyorlar. İşte tam bu noktada gizli kahraman Oğuz Kaplangı’dan söz etmeden geçmek olmaz. Oğuz, Elec-trip Records’un kurucusu ve genel müdürü. Portecho’nun albümünün prodüktörü. Sadece Portecho’nun değil, İstanbul Calling, Electro trip, Techno Roman Project, Lava, Dejavu gibi cesur projelerin de altında prodüktör olarak ismi var. Hem çok iyi müzisyen, hem de pırlanta gibi bir adam.
BEDÜK VE PORTECHO, ULUSLARARASI PLATFORMDA UMUT VERİYOR
Portecho’dan sonra beni şaşırtan bir başka proje de Bedük oluyor. Patlama yapan "Even Better", aslında Bedük’ün ikinci albümü. "Better Than My Baby", "My Woman", "Heartbreaker" gibi çok güçlü hit’ler yarattı. Sound’u çok güzel, klipleri çok eğlenceli. İngilizce hiç yormayan sözler de yazıyor. Albümdeki tüm düzenlemeler, kayıt, miksaj, geri vokaller hepsini kendi yapmış, kayıtta tüm enstrümanları kendi çalmış. Ama sahnedeyken 5 kişilik grubuyla canlı çalıyor şarkılarını. Yaptığı işle hem Türkiye’de çok sevildi Bedük, hem de uluslararası platformda tıpkı Portecho gibi umut veriyor bize. Bedük’ü 12 Temmuz’da İstanbul’da Electronica Fest.’de izlemeniz mümkün.
Portecho’nun elemanlarının yaptığı iki ayrı proje var; "Mira" ve Nordda". Şu sıralar onları dinliyorum. Mira’nın "Eve Dönmeliyim" albümü Türkçe sözlü down tempo/ rock olarak tanımlanabilir. Miray Kurtuluş ve Tan Tunçağ’dan oluşan grup çok rahat dinleniyor. Çok melodik ve melankolik. Daha önce İstanbul Calling 2’de yer alan "Bir Gün Gelir" adlı parçaları çok ilgi görmüştü. Şimdi albüme ilk klip olarak "Son Melodi"yi seçmişler. Benim favorim "Kayıp Şehirler". Mira’nın prodüktörü de yine Oğuz Kaplangı. Grubu bugün saat 18.55 itibariyle Masstival’de Parkorman’da izlemeniz mümkün.
Portecho’dan Deniz Cuylan’ın, Selen Hünerli ve Hakan Vreskala ile birlikte yaptığı proje ise Nordda’nın "Infinite Face" albümü. İngilizce sözlü akustik elektro. Bolca etnik unsur da var içinde. Kuzey Avrupa sound’una yakın, insanı çok değişik yerlere götüren bir melodik yapısı var şarkılarının. "Remedy", "Infinite Face", "Glow", "Two to One", "I Know" benim favorilerim. Nordda ve Mira ayrıca, bir aksilik çıkmazsa Massive Attack İstanbul Konseri’nde alt grup olacaklar.
Sonra Zi Punt’un yine elektro rock "Nudge Nudge" albümü var. Oğuz Kaplangı’nın kendi projesi. Chi-K ve Orange’la beraber kurdukları grupta "Nudge", "Majestic Bear" ve "Sleepless"ı özellikle beğeniyorum.
Peki, ben tüm bunları niye anlatıyorum. Geleceğin popuyla şimdiden tanışın diye...