Paylaş
Gitaristlerin, solistlerin adı daha çok bilinir ancak 60 yıla yakın bir süredir kendini güncel tutup dünya turneleri yapan, yeni şarkılar üreterek ayakta kalan bir klasik rock grubunun davulcusu üzerine özel olarak konuşmak gerekir.
Charlie Watts, Rolling Stones içinde söylendiği üzere grubun ‘makine dairesi’ydi. Watts’ın içindeki metronom, grup matematiğini oluşturmasa, şarkıda oluşan her boşluğu doldurmak yerine o boşluklara alan açan stili olmasa Rolling Stones’un kendine has sound’undan söz etmek gerçekten zor olurdu.
Bu nedenle geçen günlerde 80 yaşında, huzurla aramızdan ayrılan Rolling Stones davulcusunun kaybı bir devrin kapanışını simgeliyor. Bir çözüm bulup canlı çalmaya sonuna kadar devam edeceklerine inanıyorum ancak hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı da kesin.
Living in the Heart of Love (Tekli)
Rolling Stones
Promotone/Universal Music Int.
KONSER KAYDI DA VAR
Grup, 1981 tarihli ‘Tattoo You’ albümünün 40’ıncı yılı şerefine özel bir edisyon yayımlamak üzere. Toplam üç CD’lik bu edisyonda yayımlanmamış parçalardan oluşan bir CD ve ‘1982, Wembley Konseri’ kayıtları da olacak.
CD’deki şarkılar o dönemde albüme girmemiş ancak grup tarafından bugünün koşullarında yeniden düzenlenip kaydedilmiş. Bu anlamda karşımızda yeni bir albüm var, demek yanlış olmaz.
‘Living in the Heart of Love’ o CD’den ve Charlie Watts’ın ölümünden az önce yayımlanan bir tekli. Şarkı, yeni düzenlemesiyle Stones’un; grubun 80’li yıllarını yorumlayışına iyi bir örnek sayılabilir. Bu şarkıdan anladığımız özetle şu: Yeni şarkıların sound’u ‘2021 model Stones, 80’lerin Stones’undan çalıyormuş gibi’ tınlayacak.
HER ŞARKISI BİR HİKÂYE
Hikâyeleri ile ‘Ben Yaşarım’
Sertab Erener
Kala
Sertab Erener, ‘Ben Yaşarım’ın ‘yorumlu’ konsept versiyonuyla karşımızda. Kasım 2019’dan itibaren stüdyoda çalışmalarına başladıkları albüm sırasında dünyanın doğusundan pandemi haberlerini alıp üzüntüye kapılan sanatçı, önce “Bizimle alakası yok” diye düşünmüş, sonrasında bir film gibi gelişen olaylar neticesinde stüdyo sürecini bir süreliğine sonlandırmıştı. Erener, albümün önsözünde; kaybedilen yakınlar, boşalan sokaklar, tükenen umutlar sırasında tek motivasyonlarının müzik olduğunu ve her şeye rağmen ve pandemiye inat bu albümü bitirmeyi hedeflediklerini belirtiyor. “Geçmişte ne olduysa olmuştu, şimdi yeni bir yola çıkmanın zamanıydı” diye de ekliyor.
Sertab Erener’in durmaksızın yenilik düşündüğünü, öğrenmeyi ve işini geliştirmeyi çok sevdiğini bilen biriyim.
Bu nedenle bu albüme dair en ilginç ve samimi yönün altını çizmek isterim.
Yurtdışında ‘commentary’ olarak nitelenen ve Sertab Erener kıvamında sanatçıların kendi işlerini anlattıkları bir konsept bu. Albümün girizgâhı nitelikli uzunca bir önsözle başlıyor. Erener, ardından her bir şarkı öncesinde o şarkının ortaya çıkışı sırasında gelişen olay ve duyguları kendi sesiyle anlatıyor. Böylelikle kolaya kaçan değil, dijital dünyanın ufkunu iyi tahlil eden bir müzisyen olduğunu da göstermiş oluyor. Çünkü artık şarkının içinde ya da çevresinde gelişen ‘hikâye’ de önemli. Madem dijitalde bu renkleri yakalamak mümkün neden yapmayalım?
Pandemiyi Bodrum’da geçiren ve ilk kez geçen hafta bu albümün yayımlandığı gün Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneye çıkan sanatçının 2020 albümü ‘Ben Yaşarım’ın hikâyesindeki boşluklar böylece tamamlanmış oldu. Deeperise’ın ‘Farzet’e yaptığı deep mix de cabası.
Eşzamanlı olarak ‘Her Dem Yeşil’ konseptiyle ve yeni düzenlemelerle teklilerini (‘Sakin Ol’ ve ‘Ateşle Barut’) yayımlamaya başladığı 30 şarkılık bir
‘En İyiler’ albüm sürecinde olan sanatçının ‘Her Dem Yeşil’i de ‘hikâyeleriyle’ ve versiyonlarla sunacağını düşünüyorum.
KENDİNİ BİLDİ ÇİZGİSİNİ BOZMADI
Zalim (Tekli)
Pera
Soundfeed Production
Nakaratı ve vokaliyle bu coğrafyanın kulağını hedeflerken diğer yandan rock geleneğine kendi üslubuyla saygı duruşunda bulunan Pera, 10 yılı aşkın bir süredir müthiş bir çalışkanlıkla üretiyor ve kendi çizgisini tutarlı kılarak belirginleştiriyor. Daha iyi analiz etmek için, henüz gitmediyseniz, mutlaka bir Pera konseri izlemelisiniz, derim. O zaman neden bu kadar geniş ve sadık bir hayran kitlesine sahip olduklarını, grup enerjilerini ve müzikli iletişim becerilerini göreceksiniz.
Gücünü gelenekselden alan, dijital dünyanın gereklerini de ihmal etmeyen Pera’nın yeni teklisi ‘Zalim’e gelelim... Söz ve müziğinin yanı sıra düzenlemesine Hakan Ünalan’la, video yönetmenliğine de tek başına imza atan Gökhan Mandır’a ‘Aynen devam’ diyelim. Gruba bugüne kadar emeği geçip bir marka olmasına katkı sağlayan herkesi tebrik edelim... Pera’nın en önemli özelliğinin kendini bilmek ve çizgisinden sapmamak olduğunu da belirtelim.
Paylaş