Bir ‘Sandal’da iki yetenek

Mod (Tekli), Mustafa Sandal-Zeynep Bastık, (Doğan Müzik Yapım) (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ BUÇUK YILDIZ)

Mustafa Sandal’ın temmuz sonunda Harbiye Açıkhava’da verdiği konserde; çocukluğundan beri hayranı olduğunu bildiğimiz, hızlı şöhretine vesile olan cover’ları arasında bolca yer verdiği Mustafa Sandal şarkılarına eşlik etmek üzere ve yalınayak sahnedeydi Zeynep Bastık.

O gece Mustafa Sandal, kendisiyle düet yapmak istediğini söyledi ve ‘Mod’ adlı yeni şarkısının tüyosunu verdi. Belli ki bestesi, sözleri hazırdı ve bu şarkıyı Bastık’la söylemeyi kafaya koymuştu.

Aradan kısa bir süre geçti. Sırada Zeynep Bastık’ın kendisi gibi fenomen haline gelen Harbiye Açıkhava performansları vardı. Zeynep’in, “Çocukluğumun starı, hâlâ 18 yaşında gösteriyor, bayılıyoruz, hastasıyız” diyerek sahneye davet ettiği ve iade-i ziyarete gelen Mustafa Sandal, kulağında Bluetooth kulaklığıyla antre yaptı. O kulaklıktan ve sadece Zeynep’e, stüdyodan taze çıkmış ‘Mod’ adlı yeni şarkılarını dinletti.

Ve sonunda, geçen salı günü, Sandal’ın “O eski Mustafa Sandal hit’leri gibi” deyip Zeynep Bastık düetiyle hayata geçirdiği ‘Mod’ adlı şarkısı dinleyicilerine kavuştu.

Arada müzikle ilgili enerjisi düşük biçimde uzunca bir zaman geçirmiş olsa da bugünlerde Sandal’ın sanatsal üretim şevki zirve yapmış, müzikal duyguları yoğunlaşmış durumda gördüğüm. Bu, hem çevresine yaydığı elektrik hem de pozitif ruh halinden belli. Türk popüler müziğinin efsane olmuş şarkı yazarlarından birinin olgun yaşında bu yeni eşiğe ulaşmasına samimiyetle çok seviniyorum. Şu sıralar Azerbaycan ve hatta Japonya’daki hayranları için projeler bile üretmekte kendisi. Japonya için, orada çok sevilen ‘Aya Benzer’i 2020 versiyonuyla yeniden kaydediyor örneğin. Bu şarkıyı biz de ‘Mod’dan sonra yeni yılda dinleyeceğiz büyük olasılıkla.

Gelmiş geçmiş en iyi mi?

Zeynep Bastık’a gelecek olursak... Çok iyi bir yorumcu olmasına karşın kendine ait şarkıların sayısını artırmasının öneminden söz etmiştim bir yazımda. ‘Mod’daki ‘eşlik’ değil düet düzeyindeki varlığı; uzun bir aradan sonra gelen iddialı bir Mustafa Sandal şarkısında Mustafa Sandal’a da fayda sağlayışı, attığı adımın en belirgin artıları. Diğer bir deyişle kendi şarkılarını söylemenin yanı sıra cover’ları okumayı tercih ettiği isimlerle böyle yeni düetlerde buluşması da şahane ve paralel bir yol olabilir kariyeri açısından. ‘Mod’un dinleyene hızlıca geçen; sözü, müziği, düzenlemesiyle Mustafa Sandal ruhunu yansıtmış bir şarkı olduğu ve Zeynep Bastık’ın varlığının şarkının mesajını güçlendirdiği kesin. Gelmiş geçmiş en iyi Mustafa Sandal hit’leri arasına girip girmeyeceğini, yani Sandal’ın bu iddiasının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğiniyse zaman gösterecek.

Ezhel’e UFO desteği geldi

YKKE (BEŞ ÜZERİNDEN ÜÇ YILDIZ)
Ezhel&UFO361
(Stay High/Urban)

Ezhel, müziği ve ürettikleriyle meyve veren ağaç olduğundan, kimi taşlardan uzak kalmak için bir ayağıyla Berlin’de artık. Konser ya da başka sebeplerle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere memlekete gidip geliyor sadece. Berlin’deyken ürettiği şarkılardan ikisi de UFO361’le ortaklaşa işler olarak dikkat çekici. Bunlardan ilki ‘Wir Sind Kral’ dijital platformlarda çok dinlenmişti; şimdi ikincisi yani ‘YKKE’ geldi. Ezhel’in bu ikilideki partneri, Berlin’deki arkadaşlarının adının kısaltması olarak taktıkları UFO lakabının sonuna ‘361’ ekleyerek sahnede kullanan Ufuk Bayraktar, Berlin doğumlu bir rap’çi. Epeydir Almanca sözlü rap yapan UFO361’in adını Ezhel’in de katkılarıyla daha çok duyacağız gibi görünüyor. Prodüksiyonu Buggy, The Cratez, Jimmy Torrio ve Ezhel’in KOVL ekibinden çok sevdiğimiz DJ Artz (Efe Çelik) tarafından yapılan ‘YKKE’, ‘Wir Sind Kral’la birlikte Ezhel’in Berlin sound’unun gidişatıyla ilgili epeyce tüyo veriyor. Ayrıca Ezhel yeni albüm hazırlığında; haberiniz olsun.

Derinlere hitap eden, üst düzey bir albüm

KIWANUKA (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ)
Michael Kiwanuka
(Polydor)

Derinlere hitap eden, üst düzey bir albümMichael Kiwanuka, ‘Love&Hate’ albümünden bugüne ruhunu neyle besledi bilmiyorum ama soyadını taşıyan son albümüyle büyük hayranlık uyandırıcı bir noktaya geldiğini düşünüyorum. Kendisini ‘gelecek vaat eden’ günlerinden beri ilgiyle takip etsem de ‘KIWANUKA’yla derinlere daldığını, müzisyen olarak imza nitelikli bir yapıt ortaya çıkardığını, diskografisine ışık saçtığını söylemek isterim. Hem zamansız hem de çağından kopuk olmayan, üst düzey bir albümle karşı karşıyayız. İlk iki albümde soul ve pop rock kategorisinde ama esasen folk ve senfonik öğelerden beslenen şarkılar yapmışsa, ‘KIWANUKA’yla ‘psikedelik soul’ diyerek bile içinden çıkamayacağımız bir ziyafet sunmuş tabiri caizse. Yaylılar, arp, Jimi Hendrix’vari gitarlar, orkestrasyon yaklaşımı, Marvin Gaye’e göz kırpan hareketler derken, neye uğradığımı şaşırdım. Tekrar tekrar dinlemekten kendimi alamadım.
Michael Kiwanuka ruh sahibi ve dolayısıyla dert sahibi bir adam. Kendi içinde; kaygılarıyla, kendinden şüphe ettikleriyle, bilgeliğe giden yolda tökezledikleriyle, ırkçılıkla mücadelesi devam ediyor. ‘KIWANUKA’ albümü de başlangıçta hızlı tüketilir bir albüm gibi görünse de, arkasındaki adamın kederli ve karmaşık bir kalbe sahip olduğunu bir süre sonra belli ediyor.
Son söz olarak, Michael Kiwanuka sound’u üzerindeki etkileri nedeniyle iki prodüktörüne; Danger Mouse ve Inflo’ya teşekkür yolluyorum.