TÜRK Sporu’nun yönetiminde önümüzdeki günlerde çok önemli değişiklikler olacak.
Hazırlanan kanun tasarısı gelecek hafta Büyük Millet Meclisi’ne verilecek ve bu nedenle bu kanun tasarısını dünyadaki örnekleri ile karşılaştırarak bir değerlendirme yapmayı düşündük. Bu kanun, Türk Sporunun geleceğini etkileyeceği için medyada tartışılması gerekmektedir.
Türk Spor kurumunun görevlerini etüd ettiğimizde en önemli konu federasyonları egemen bırakılması ve onlara maddi açıdan organizasyon yapmada yardımcı olunmasıdır.
Bu konuda eleştirilecek ve değiştirilmesi istenecek hiçbir madde yok. Ancak federasyonların genel kurulları bağımsız olmalı. Kanunda, federasyonların genel kurullarının teşkilinde hiçbir açıklık bulunmamaktadır. Genel kurullar elbette kulüplerden ve sporla ilgili birimlerden oluşacak. Bu nedenle bağımsız kalabilmeleri, özerk yönetimlerin kontrolü altında kalmamaları için açıklık getirilmesi gerekir. Federasyon bağımsız bir genel kurul tarafından seçilmelidir. Kurulun görev süresi tıpkı Federasyonlar gibi dört yıl olmalıdır. Bu dünyada kullanılan usuldür.
Spor düzenleme kurulu
Spor Düzenleme Kurulu’nun başkanı ve iki başkan yardımcısının Bakanlar Kurulu tarafından atanması, yapacağı görevler açısından doğru bir düşüncedir. Üstelik kurum başkanına daha önemli bir nitelik vermektedir. Kurul, 11 üyeden oluşmakta ve kurulda Milli Olimpiyat Komitesi, Paralimpik Komitesi, Türkiye Amatör Kulüpler Konfederasyonu ve federasyonların seçeceği iki federasyon temsilcisinin bulunması önemli bir değişimdir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı, Yüksek Eğitim Kurumu’nun Spordan Sorumlu Üyesi Kurulda temsil edilmektedir.
Federasyonlar özellikle Belediyelerin kuracağı kulüplerin yönlendirmesi ile seçilmediği gibi takdirde bağımsız olacaklarını ifade edebiliriz. Bu kanun belediyelere çok önemli yetkiler vereceği için bu konuya dikkat çekmek gereğini duyduk.
Sponsorluk konusunda kulüpler yer almakta ama Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu’n da ilave edilmesi hakça bir yaklaşım olur. Spor tesisleri yapımı için ücretsiz verilen arsalarda kurulan tesislerde tüm lisanslı sporcuların çalışma yapması zorunluluğu anlaşmalara konulmalıdır. Belediyeleri yüzde yirmi bir beden eğitimi ve spor yüksek okulu mezunlarını çalıştırma zorunluluğu getirilmesi bence çok olumlu ve kutlanacak bir yaklaşımdır.
AİPS’ten bir tarih daha uçtu
Üzülerek belirteyim ki, bu ay her yazımda, AIPS (Dünya Spor Yazarları Birliği) den değerli bir spor adamının ölüm haberini verdim. Şimdi de eski genel sekreter Massimo Della Pergola’yı kaybettik. Massimo, İtalya için çok önemli bir kişiydi. Mussolini tarafından hapse atıldı. Hücresinde Spor Toto’yu icat etti. İtalyan Olimpiyat Komitesi (CONI) bu buluşla dünyanın en güçlü komitesi oldu. Pergola’ya bir hisse verildi. Pergola sadece İtalyan Olimpiyat Komitesini değil AIPS’in de çağdaş bir şekilde yönlenmesinde çok önemli rol oynadı. Ona’da toprağı bol olsun diyeceğiz. Umarım bir kez daha içinde ölüm olan bir yazı yazmam.