İnternetçilerin cevapları

Öncelikle şunu söylemem gerekiyor. Yaptığım uzun görüşmeye www.hurriyet.com.tr yöneticilerinin neredeyse tamamı katıldığı için isim veremiyorum. Bir ’münazara’ havası içinde geçen bu söyleşi sırasında, yöneticiler birbirini destekleyen görüşler öne sürdüler. O nedenle, burada yer alan sözleri, bir kolektif görüş olarak değerlendirmek mümkün.  Gazete okuru ile internet okuru arasında kesin farklar olduğuna inanıyor www.hurriyet.com.tr. Bunun tercümesi şu: Gazete okuru daha yaşlı, internet okuru daha genç. Anlamı ise, bilgi edinme alışkanlıklarındaki farklılıklar nedeniyle internet okuruna gazeteden farklı bir şekilde bilgi sunumunun gerekliliği.Geçen hafta bu köşede aktarılan okur eleştirilerinden birinde, habere ulaşmak için birçok katmanın aşılması gerektiğinden söz ediliyordu.Bilgiye erişim konusundaki bu eleştiriye yanıt şu oldu: "Biz amacı hızlı erişim olan bir portal değiliz, biz bir okur platformuyuz." Ama bir yandan da, böyle bir durum olmadığını belirten internetçiler, Foto Analiz’i örnek olarak gösterdiler: "Yenilikçi bir uygulama olan Foto Analiz ile yeni okurlara ulaştık. Gazetenin sahip olmadığı bir olanağımız var; sınırsız sayıda sayfa. Bundan yararlanmakta bir sakınca görmüyoruz. Upuzun metinleri bölerek vermek daha kolay okutturuyor."Kadın teşhiri ve magazin konusundaki eleştirileri değerlendirirken, kadın teşhiri zaten yapılmadığını, açılış sayfasında okuru çekme amaçlı kadın fotoğrafı kullanılmadığını, Kelebek bölümünde ise kullanıldığını anlatıyorlar. Burada da söyledikleri şu: "İnsanlar bakmak istediklerine bakıyorlar; bakma deyip yasak mı koyacağız."Web sitelerinin en önemli özelliği okurların o sitede ne yaptığının anlık olarak izlenmesinin mümkün olmasıdır. Bu nedenle, rekabet içindeki web siteleri bu anlık bilgilerden yararlanır. www.hurriyet.com.tr yöneticileri ellerindeki bu bilgiye dayanarak neyin okunduğunu, neyin okunmadığını bildiklerini, buna göre adımlar attıklarını anlatıyorlar.’Fil adam’, ’Ağaç adam’ gibi başlıklar altında fotoğraf yayınlanmasını eleştirenlere yanıtları da hazır: "Bunlar bal gibi haber. Bilmediğimiz tıbbi sorunları olanların fotoğraflarını yayınlıyoruz. Ve herkes de bu sayfalara bakıyor. Kişilik haklarına saldırı yok, gizli çekilmiş fotoğraflar değil ki bir de."Okur yorumları da en çok eleştiri aldıkları konuların başında geliyor. Yorumların yayınlanmaması, kısaltılması hep şikayet nedenleri...Gönderilen okur yorumu sayısı günde ortalama 25 bin. Bu yorumlar, 4 kişi tarafından değerlendiriliyor. Hukuki açıdan sorunlu olmayanlar ve toplumsal beğeni sınırlarını zorlamayanların çoğu yayınlanıyor. Bana söylenen, son aylarda yayımlanan okur yorumu sayısının 4 katına çıktığı, günde zaman zaman 15 bine varan yorum yayınlandığı. "Elimizde olsa tümünü yayınlasak. Sürekli olarak, bu sayıyı artıracak teknik olanak yaratmaya çalışıyoruz. Kimsenin yorumuna dokunulmuyor, olduğu gibi giriyor" diyor bir yönetici.Son söz de şu: "Hürriyet gazetesi Amiral Gemisi, biz ise dalga üzerinde sörf yapıyoruz. Tabii ki farklı olacağız."Bu arada bana, internet sitesi için bir okur temsilcisine ihtiyaç olmadığını da söylediler... Gerekçe olarak ise okurların tepkilerini zaten anlık olarak vermeleri gösterildi."Bu internet sitesinin okur temsilcisi, aynı zamanda Hürriyet Gazetesi’nin okur temsilcisi olmalı mı?" sorusu kuşkusuz sorulabilir ama bir internet sitesine okur temsilcisi gerekmediği şeklindeki bir değerlendirme yanlıştır. Yanlıştır çünkü internet üzerinde yapılan bir hata, düzeltilse bile, yarım saniye sürecek bir Google araması ile yıllar boyunca tekrar tekrar üretilir. İnternet medyasına ilişkin olarak oluşturulmakta olan hukuk zaten buna çözüm bulmaya çalışıyor.Sonuç olarak, tüm mecralar içinde okur temsilcisine en çok ihtiyaç duyan mecra internettir. Okur yorumlarının yayımlanması, profesyonellerin yönettiği www.hurriyet.com.tr gibi internet sitelerini birdenbire okur platformu haline çevirmez, yöneticilerini aldıkları yayın kararlarının sorumluluğundan kurtarmaz.