Siz bu gazeteyi okurken, Akdeniz’in en önemli açık deniz yarışı Hürriyet Cap İstanbul bitmiş olacak.
1520 deniz millik yarıştaki lider tekneler arasındaki fark dakikalar hatta saniyelerle ölçüldüğü için kimin birinci olduğunu ben henüz bilmiyorum. Ancak şu üç ekipten birinin kazanması güçlü olasılık: Capitol, Defi Mousquetaires ve Kone Elvators. Bu yarışın geçen yıl ilk kez yapıldıktan sonra çok kısa sürede olgunluğa erişmiş olması, bu yıl gerçekten Akdeniz’in en ciddi spor etkinliklerinden biri olması kuşkusuz çok sevindirici. Ancak ne yazık ki, işleri İstanbul’un ve Türkiye’nin tanıtımı olanlar, bu etkinliğin değerini tam anlayabilmiş değiller.
Bu bir Mavi Yolculuk ya da Akdeniz Gezisi değil. Tekneler küçük, ekipler iddialı, Akdeniz ve Ege tehlikeli; yani bu bir yarış. Tekneyi, insanı ve insanın tekneyle uyumunu sınayan bir yarış.
Fransa’nın ikinci büyük kenti olan Marsilya’dan kalkan 10 küsur metrelik tek tip Figaro Beneteau tekneleri sırasıyla Sicilya’da Trapani, İzmir’de Foça Limanları’na uğradıktan sonra Bozcada üzerinden Perşembe günü İstanbul’a vardılar. Bugün de İstanbul’da bir Boğaz Yarışı’na katılacaklar ve yelkenler bu kez İstanbul Boğazı’nda açacak.
Geçen pazar günü Foça - Bozcaada etabı için yeniden yelken basan teknelerden Capitol Alışveriş Merkezi birinci oldu. Rodolphe Jacq ve Christian Bos ekibinin teknesi Capitol 18 saat 35 dakika süren bu kısa etapta Defi Mousquetaires, Kone Elevators teknelerinin önünde birinci olarak tamamladı.
Pazar gece yarısına kadar 10 -12 knot hızında kuzey-kuzey batı rüzgarı ile ilerleyen filo, sabah 2.30’da Midilli’nin en batı ucu Sigri Burnu’nu döndü. Yarış komitesinden Guillaumme Rottee, "Sigri’yi döndükten sonra, sanki rotamızı Türkiye’ye kırdığımız biliniyormuş gibi gökyüzünde adeta bir ay yıldız oluştu" dedi heyecanla.
Ege Denizi’ndeki 110 millik bu etabın galipleri Rodolph Jacq ve Christian Bos başarıları ardından Bozcaada’da, ’’Midilli’nin en batı noktasında bir karar verdik; tüm filo açığa çıkarken biz kıyıya çok yakın kaldık ve sancak tarafımızdan çeken bir rüzgar aldık. Bu rüzgar tahminimizden daha da kuvvetli esti ve bizi filonun önüne çıkarttı. Sabaha karşı attığımız tramola ile tüm filoyu altımıza aldık ve kontrolü sağladık. Gün ağardığında bu stratejinin başarılı olduğunu gördük ve kazandık. Foça’da koyduğumuz ilk üç hedefine yaklaştık" dediler.
Yarış çarşamba günü, Çanakkale Boğazı’nı motorla geçen teknelerin Gelibolu’dan İstanbul için yelken basmalarıyla son etaba girdi. 140 millik bu etap ardından yarış perşembe günü Ahırkapı açıklarında sona erdi.
Yarış direktörü Jean-Marie Vidal bu etapla ilgili şunları söyledi: "Sırada kısa bir kıyı yarışı var. Bozcaada etabı taktik ağırlıklı geçti. Tekneler arasında çok fark olmadı. Bu etapta, Kone Elevators’ı takip eden tekneler, hafif hava taktikleri ile sıralamadaki yerlerini değiştirmeyi deneyecekler."
Denir ya; bu satırlar kaleme alınırken sonuçlar belli olmamıştı diye. Aynen öyle. Ama nihai sonuçla ilgili şu söylenebilir. Yarış, zamanlama açısından birbirine çok yakın seyreden teknelerin Marmara Denizi’ndeki mücadelesi ile belirlenecek. Son 140 milde hata yapan 1520 mildeki avantajını bir anda kaybedebilecek.
Marsilya’dan destek İstanbul’dan tık yok
Hürriyet Cap İstanbul yarışı ikinci yılında rüştünü kanıtladı. Dünyanın önde gelen yelken ülkesi Fransa’da, deniz - yelken - İstanbul üçlemesini kafalara iyice yerleştirdi. O Fransa ki, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda kafaların en karışık olduğu, karışıklığın Türkiye algılamasından kaynaklandığı bir yer. Algılama açısından dünyanın en seçkin sporlarından biri olarak kabul edilen açık deniz yelken yarışçılığı ile İstanbul’u böylesine örtüştüren, Hürriyet Cap İstanbul yarışına, İstanbul’un tanıtımından sorumlu olan hiçbir resmi kuruluş destek olmadı.
Bakmayın afişlerde gördüğünüz logolara. Onlar, yarışı düzenleyenlerin, örneğin Marsilya Belediyesi’nin verdiği destek karşısında mahcup olmamak için kondu oraya. O Marsilya ki, Ermeni asıllı Fransa vatandaşlarının en yoğun yaşadığı kent yani, Türkiye karşıtlığının en yoğun olduğu yerlerden biri. Belediye, kent merkezinde yer verdi, maddi destek verdi, bütün şehri afişlerle donattı. İstanbul Belediyesi ise Türkiye’nin Fransa’daki tanıtımı açısından çok önemli olan bu projede yalnızca logosu ile yer aldı sonuçta.
Herhalde çok meşguldüler, herhalde çok daha önemli işleri vardı.